Çocuk Özbakım Becerileri
ÖZBAKIM
ÇOCUĞUNUZUN YAŞINA UYGUN BECERİLERİ NELERDİR?
VE
ÇOCUKLARIMIZA ÖZBAKIM BECERİLERİ İLE İLGİLİ NELER ÖĞRETEBİLİRİZ?
(3-6 YAŞ ) OKUL ÖNCESİ DÖNEM ÇOCUĞU NELERİ YAPABİLİR?
1. Düğmesiz ve bağsız giysileri yardımsız giyinir.
2. Yardımla saçını tarar.
3. Giysisindeki büyük düğmeleri ilikler-çözer.
4. Giysilerinin önünü-arkasını ayırt eder.
5. Ellerini yıkar.
6. Dişlerini fırçalar.
7. Sözel ipuçları ile tabakları, peçeteleri, çatal ve kaşıkları doğru yerleştirerek sofra kurmaya yardım eder.
8. Boyuna uygun bir askıya ceketini veya hırkasını asar.
9. Masada kirlettiği kendine ait yeri temizler.
10. Gece gereksinim duyduğunda uyanır ve tuvalete gider.
11. Burnunu mendille siler.
12. Ev işlerine yardım eder.
13.Kendisine ait eşyaları toplar.
6-7 YAŞ ERİL DÖNEM ÇOCUĞU NELER YAPABİLİR?
1. Ellerini, yüzünü yıkar, kurular.
2. Kendi kendine giyinir,soyunur.
3. Giysilerindeki düğmeleri çözer, ilikler.
4.Yemek yerken uygun araç-gereci kullanır.
5. Dişlerini fırçalar.
6. Saçlarını tarar.
7. Bıçakla yumuşak nesneleri keser.
8. Bıçakla ekmeğine yumuşak yiyeceği sürer.
9. Ayakkabılarını bağlar.
10. Tabağına, servis tabağından yiyecek alır.
11. Duruma ve hava şartlarına uygun giyecekleri seçer.
12. Tuvalet gereksinimi ile ilgili işleri yapar.
ÇOCUĞUNUZ ADINA BUNLARI SİZ Mİ YAPIYORSUNUZ?
O halde;
- Kendine güveni olmayan
- Aileye bağımlı
- Sorumluluk alamayan
- Sosyal ilişkileri zayıf bir çocuk yetiştiriyorsunuz...
Ne Yapabilirim?
- Çocuğunuzun elini yüzünü yıkamadan önce, siz kendi elinizi ve yüzünüzü yıkayıp kurulayarak ona model olun. Daha sonra ondan sizi taklit etmesini isteyin.
- On ikinci aydan itibaren şapkasını, çoraplarını, bağları çözülmüş ayakkabılarını vb. giysilerini çıkarması için çocuğunuza fırsat verin.
- Bir yaşından itibaren sizin gözetiminizde kendi yemeğini kaşık kullanarak yemesine fırsat verin.
- On sekizinci aydan sonra çocuğunuzu giydirirken yavaş yavaş yardımınızı azaltarak onun daha becerili giyinmesine fırsat verin.
- On sekiz, yirmi dört aylar arasında çocuğunuzu kısa sürelerle lazımlığa oturtun. Bu süre zarfında yanında kalın ve tuvaletini yaptığında onu ödüllendirin.
- İki yaşından sonra bağımsız olarak bardak, kaşık kullanması için fırsatlar sağlayın.
- Dişlerini fırçalaması ve peçete kullanması için ona model olun.
- Kendine ait eşyaları, giysileri, oyuncakları düzenli bir şekilde kullanması için onu yönlendirin.
ÇOCUKLARIMIZA NELERİ ÖĞRETEBİLİRİZ?
El temizliği;
Eller, vücudun dış ortam ile en çok temas eden ve bu nedenle de en çok kirlenen organlarıdır. Yetersiz el temizliğinde; alınan mikroplar, ağızdan, deriden, gözden ya da besinlerle vücuda girebilir.
Mikropların vücuda girmesini engellemek ve uzaklaştırmak için eller, sık sık sabun ve su ile yıkanmalıdır.
Eller;
• Yemekten önce ve sonra,
• Diş, ağız, yüz temizliği yapmadan önce,
• Tuvalete girmeden önce ve sonra,
• Dışarıdan geldikten sonra,
• Kirli bir şeye dokunduktan sonra,
•Yemek hazırlamadan önce yıkanmalıdır.
El tırnakları;
Tırnaklar düzenli olarak kesilirse, tırnak aralarında mikrop birikmesi önlenmiş olur.
•El tırnakları, yarım ay biçiminde kesilir. Tırnak çevresindeki deri bütünlüğü kesilirken bozulmaz. Aksi taktirde mikroplar için giriş kapısı olur.
•Tırnaklar kesildikten sonra eller, mutlaka sabunlu su ile iyice yıkanmalıdır.
Tırnak makası kişisel kullanılmalı, başkalarıyla paylaşılmamalıdır. Böylece tırnak mantarı oluşumu önlenmiş olur.
Saç Temizliği Ve Bakımı
· Dış görünümün düzenli olabilmesi için saç temizliği çok önemlidir.
· Saçlar haftada en az 2 kez, saç tipine uygun bir şampuan ya da sabun ile yıkanıp iyice durulanmalıdır.
Tarak, fırça, havlu gibi kişisel bakım araçları başkaları ile paylaşılmamalıdır.
Saçla ilgili temizlik ve bakım
araçlarının, bit taşıyan kişilerle
ortak kullanılması sonucu saçlarda
· bitlenme oluşabilir.
Saç biti nedir?
Saç biti, insan saçında yaşayan ve üreyen çok küçük kanatsız, kan emerek beslenen böceklerdir.
Sirke denilen yumurtaları görmek bitin kendisini görmekten daha kolaydır ve genellikle enseye yakın, kulakların arkasında saç tellerine tutunmuş halde bulunurlar.
Bit nasıl bulaşır?
•Yetişkin ya da çocuk herkes bitlenebilir.
•En yaygın belirtisi başın ve ensenin şiddetle kaşınmasıdır.
•Saç biti son derece bulaşıcıdır.
•Tarak, fırça, eşarp, yastık, şapka gibi kişisel eşyaların paylaşılmasıyla kişiden kişiye kolaylıkla geçer.
•Pislikle ilgisi yoktur. Bit temiz saçı kirli saça tercih eder.
Ne yapmalı?
•Tekrarlanan salgın riskini azaltmak için bu eşyaları paylaşmaktan kaçınmalıdır.
•Sirkeler, saçın şampuanla yıkanmasıyla temizlenemezler. Önce etkili bir bit ilacı uygulanmalı, sonra bu amaç için yapılmış özel bir tarak ile saçtan temizlenmelidir.
Banyo
Vücutta biriken kirler, derideki gözenekleri tıkayarak, derinin oksijen almasını ve normal görevlerini yapmasını engeller. Bu nedenle sık sık banyo yapmak, cildi temizlemek ve biriken bu maddeleri deriden uzaklaştırmak gerekir.
Banyo yaparken dikkat edilecek noktalar
• Banyo mutlaka sabunlu bezle vücut ovalanarak yapılmalı ve iyice durulanmalıdır.
• Banyo, vücuttan çıkan kirlerle tekrar temas etmemek için, ayakta duş şeklinde yapılmalıdır.
• Banyodan sonra iyice kurulanarak, deri kıvrımlarının - koltuk altı, kasık- ıslak kalması önlenir.
• Banyo sonrasında yumuşak bir bezle kulak kepçesi silinir. Kulak içerisine herhangi bir cisim sokulmamalıdır.
• Banyodan sonra mutlaka temiz çamaşır ve giysiler giyilmelidir.
• Banyo eşyalarının ( havlu, terlik, tarak vb.) başkaları ile ortak kullanılması, mantar ve diğer bulaşıcı hastalıkların bulaşmasına neden olur.
• Banyo yapılamadığı durumlarda, vücut sabunlu bezle iyice silinerek temizlenmelidir.
Tuvalet Sonrası Beden Temizliği
Sağlıklı bir insanda idrar mikrop içermez, ancak dışkıda milyonlarca bakteri bulunur. Bunlar herhangi bir yolla – iyi yıkanmayan eller, mikropla temas etmiş yiyecekler vb.- tekrar vücudumuza girdiğinde hastalığa neden olurlar.
Tuvalet sonrası temizlikte doğrudan eller kullanıldığında, kirlilik öyle artmaktadır ki etkili yıkama ile dahi eller tam olarak temizlenmemektedir.
Bu nedenle dışkılama sonrası temizliğin; temiz tuvalet kağıdıyla, önden arkaya doğru silinerek yapılması mikropların yayılmasını önleyecektir.
Bu işlem bittiğinde eller mutlaka el temizliğinde anlatılan şekilde etkili bir biçimde yıkanmalıdır.
Sağlıklı Giyinme;
Sağlığın korunabilmesi için, dış ortam koşullarına göre giyinilmesi gerekir.
• Vücudumuza uygun, yaz aylarında fazla kalın olmayan, kış aylarında ise üşütmeyecek giysiler giyilmelidir.
• Giysiler seçilirken önce rahatlık amaçlanmalıdır. Bu konu ayakkabı seçimi içinde önemlidir.
• Özellikle banyodan sonra mutlaka iç çamaşırlarının değiştirilmesi gerekir.
• Kullanılan çoraplar da, kötü kokuları önlemek ve ayak sağlığını sürdürmek için her gün değiştirilmelidir.
•
Ayakların hava almasını engellemeyecek ayakkabılar giyilmesine dikkat edilmelidir.
İç çamaşırları, çorap, terlik gibi kişisel giyim malzemeleri başkalarıyla paylaşılmamalıdır.
Ağız Ve Diş Sağlığı
Dişleri korumanın en etkili yolu, düzenli olarak günde en az 2 kez fırçalamaktır. Ancak sadece dişlerin fırçalanması yetmez. Dişlerle birlikte, dudak, dil, yanak içleri, diş etlerinin temizliğine ve dişlere zarar veren uygulamaları yapmamaya da dikkat edilmelidir.
Ağız ve diş sağlığı için neler yapılmalı?
• Dişler düzenli olarak ve günde en az iki kez yemeklerden sonra fırçalanmalı,
• Florlu diş macunları kullanmalı
• Diş ipi kullanılmalı,
• Dişler fırçalandıktan sonra ağız içi gargara ile temizlenmeli,
• Orta sertlikteki diş fırçaları kullanmalı ve fırça en az üç ayda bir değiştirilmeli
• Dişlerle ceviz, fındık gibi sert cisimle kırmamalı ve kürdan gibi cisimlerle diş etleri karıştırılmamalı,
• Şekerli ve yapışkan yiyeceklerden sonra ağız bol su ile çalkalanmalı,
• Sakız çiğneniyorsa, şekersiz sakızlar tercih edilmeli
• 6 ayda bir diş hekimi kontrolüne gidilmeli
• Yeterli ve dengeli beslenmeli
•
Diş fırçası başkalarıyla paylaşılmamalıdır
Yetersiz ağız bakımı
- Diş çürüğü,
- Diş eti iltihabı,
- Ağız yaraları,
- Ağız kokusu gibi problemlere neden olur.
Dişlere neler zarar verir?
• Dişleri fırçalamamak, 6 ayda 1 kez diş kontrolüne gitmemek
• Fındık, ceviz gibi sert kabuklu cisimleri dişlerle kırmak
• Çok soğuk, çok sıcak içecek ve yiyecekler yiyip içmek
• Kürdan gibi sert cisimlerle diş etlerine zarar vermek
• Ara öğünlerde dişlere yapışan yiyecekler yemek
• Parmak emmek, tırnak yemek, dudak yanak ısırmak
• Şekerli sakız çiğnemek.
Bazı Ortak Kullanım Alanlarının Temizliği
Tuvalet Kullanımı Ve Temizliği
Tuvaletler, ortak kullanım alanı olduğundan ve vücutla temas edebileceğinden, temiz olmasına dikkat edilmelidir.
Tuvalet erkekler tarafından kullanılacağında, klozet kapağını
kaldırarak kullanmalıdırlar.
Her kullanımdan sonra sifon - mümkünse klozet kapağı kapatılarak- mutlaka çekilmelidir.
· Hijyenik açıdan temizlik tuvalet kağıdı ile yapılmalı ve kullanım sonrası çöp kovasına atılmalıdır.
Çöp Ve Atıklar
Çöpler ve diğer insan atıkları her zaman mikrop ve parazit yumurtası barındırır. Bu nedenle el yıkama ile birlikte su ve besin temizliğinin yanı sıra çöplerin uygun şekilde yok edilmesi de bulaşıcı pek çok hastalığa yakalanmamak için gereklidir. Çöpler, naylon torbalarda biriktirilir ve ağzı sıkıca bağlanarak, bekletilmeden, çöplerin toplanması için hazırlanmış yerlere bırakılır.
(*Kadıoğlu, Fahriye. Semiha Şakir Vakfı)
TUVALET EĞİTİMİ
Tuvalete girmeyi reddetme birçok çocukta görülen ve mutlaka önüne geçilmesi gereken bir sorundur. Aksi takdirde çocuğun tuvalet alışkanlığını kazanması zorlaşacaktır. Bu çocuklar tuvalet ihtiyaçları olduğu halde kendilerini sıkar ve tuvalete girmeyi ısrarla reddederler.
Ne Yapabilirim?
Çocuğu tuvalete girmeye zorlamak yapılabilecek en büyük hatadır. Bazı ebeveynler tehdit ve ceza gibi yöntemler kullanıyorlar. Bu şekilde kesinlikle sonuca ulaşılmaz.
Çocuğun tuvalete girmemesinin sebebi anlaşılmalıdır. Soruna neden her ne ise ortadan kaldırılarak çözüme ulaşılabilir. Mesela, tuvalet ortamının soğukluğu, aydınlatma şartları, tuvaletin ev içerisindeki yeri, çocuğun yaşadığı beden sağlığına ilişkin bir durum, ebeveynin dikkatini çekme, utanma vb. sebepler çocuğun tuvalete girmesini engelliyor olabilir.
Bu sebepler artırılabileceği gibi çocuktan çocuğa değişebilir.
Ebeveyn sorunun nedenini anlayamadıysa mutlaka bir uzmandan yardım istemelidir. Unutulmamalıdır ki sorunun nedeni anlaşılamazsa çözümü gecikecektir.
Eğer hiçbir neden yoksa birtakım oyunlar veya anlaşmalarla çocuk tuvalete girmeye ikna edilebilir.
Bu süreç içinde ebeveyn kendi tuvalet ihtiyacı olduğunda bunu çocuğun yanında dile getirmelidir. İhtiyacını gördükten sonra bunun ne kadar yararlı olduğunu çocuğun duyup anlayabileceği şekilde dile getirmelidir.
Çocuğunuz Gece Yatağını Islatıyorsa
Her gece binlerce çocuk ışıklarını kapatıp uykuya daldıktan sonra yataklarını ıslatır. Öncelikle bilinmesi gereken bunun çok yaygın bir problem olduğudur.Çocuklar ve ergen yaş grubunda oldukça yaygındır. Hem çocuklar, hem de aileler için stresli zor bir durumdur. Yatağını ıslatan çocuk için sıklıkla büyük bir utanç kaynağı olan durum, aileler için endişe ve kızgınlık nedenidir. Aileler çocuklarının bunu bilerek, tembelliklerinden yaptığını sanabilirler.Oysa bu çocukların yaklaşık %85’inde ailede yada bir akrabada da aynı problem vardır.
Ne Yapabilirim?
· Gece yatmadan önce çocuğunuza tuvalete gitme alışkanlığı veriniz.
· Kafein içeren içecek alımını engelleyiniz.
· Çocuğunuzdan ıslak çarşaf değiştirilmesi konusunda yardım alınız. Bu ona sorumluluk geliştirmesi konusunda yardımcı olacaktır.
· Çocuğunuzu bunu yenmeyi başarabileceği konusunda cesaretlendiriniz.
· Suçlayıcı, onur kırıcı konuşmaktan kaçınınız.
UYKU DÜZENİ
Yeni doğan ve bebeklik döneminde uyku ihtiyacı gibi, oyun çocukluğu döneminde de çocuk uykuya ihtiyacı varsa kendiliğinden uyur. 18 aylıktan 4 yaşına gelinceye kadar çocuk gündüz 1 defa uyur. Uyku süresi de gittikçe azalır, yarım saate kadar iner veya hiç uyumayabilir de. Bu dönemde uyku süresi 11 saatten az olmaz. Aslında 4 yaşından sonra (çoğu kez 2 yaşından sonra) artık çocuğun gündüz uykusuna ihtiyacı yoktur. İlköğretim çağı çocuklarının gece uykuları en az 8-9 saat sürmelidir.
Ne Yapabilirim?
• Yatma zamanı ile ilgili protestoları duymayın.
• Çocuğunuzu uykusu geldiğinde ancak hala uyanıkken yatırın.
• Her sabah aynı saatte kalkmasını sağlayın. (hafta sonları dahil)
• Her gün açık havada bir süre oynamasına ve güneş ışığı ile temasına olanak verin.
• Zaman içinde çocuğunuzun yatma saatini birkaç günde bir 15 dakika erkene alın.
• Uyumadan önce onu canlandıracak oyunlardan kaçının. Aynı şekilde gece uyandığında da sıkıcı olmaya özen gösterin.
•Yatak odasında televizyon bulundurmayın.
• Uyumadan 3-4 saat önce kola ve çay içmesine izin vermeyin.
•Çocuğunuzu yatırdıktan sonra ara ara kontrol edin. Bu çocuğa güven verdiği gibi kurallarınızdaki ciddiyeti de anlatacaktır.
•Çocuğunuz kurallarınıza uyduğunda onu ödüllendirin.
•Kurallarınızı siz dahil çocuğun bakımı ile ilgilenen herkes tarafından aynı ciddiyet ve kararlılıkta uygulanmasını sağlayın.
Çocuğum Yalnız Yatmıyor
Çocukların doğumdan itibaren yalnız yatmaya alıştırılması ve bu alışkanlıktan çeşitli bahanelerle vazgeçilmemesi gerekir. ''Anne-babalar, kışın üşümesinler, üstleri açılmasın diye, diğer zamanlarda ise gece yalnız yatınca korkuyor, bizimle yatmak istiyor diye çocuklarını yanlarında yatırmakta, ama bu davranış sonraki zamanlarda da devam etmektedir. Çocukların anne babaları ile yatma istekleri bir yere kadar anlaşılabilir bir istektir, ama bunun devam etmesi onların psikolojik gelişimleri yönünden sakıncalıdır.
Ne Yapabilirim?
v Öncelikle çocukların belli saatte yataklarına yatırın ve uyuyana kadar yanlarında oturun. Uyuduktan sonra kendi odanıza gideceğinizi söyleyin.
v Uykuya dalana kadar ona masal anlatın, masal kitabı okuyun ya da masal kaseti dinletin.
v Gece uyandıklarında korkmamaları için hafif bir ışığı odada açık bırakın.
v Gece kalkıp geldiği zaman, üşenmeden yataklarına geri götürün.
v Gece korkuyorum diye geldiklerinde (ne var korkacak, hadi yatağına) demek, ya da (hadi gel yanımızda yat) demek yanlış bir davranış olacaktır.
BESLENME
Bedensel ve ruhsal gelişme aşamasında beslenmenin çok önemli etkileri vardır. Örneğin, küçük yaşlarda uzun süreli yetersiz beslenme, önemli bedensel ve ruhsal yeteneklerin gelişimini aksatır. Gereğinden fazla beslenme ise bedensel ve ruhsal verimliliği arttırmaz, yalnızca yağdokunun aşırı gelişmesini sağlar. Tombul bir çocuk ince yapılı bir çocuktan daha sağlıklı değildir.
Yetersiz ve dengesiz beslenen çocuk hastalıklara karşı dirençsiz olur, sık hastalanır, hastalığı ağır seyreder ve okula devamsızlık nedeniyle okul başarısı düşer. Bu nedenle okul başarısını arttırmak, ve gelecek nesillerin daha güçlü ve sağlıklı olmalarına temel hazırlamak için çocukların beslenmesine önem verilmelidir.
ÖĞÜNLER
Bir çocuğa değişik ve iştah açıcı biçimde hazırlanmış çok yönlü yemekler yedirilmelidir. Önemli olan, öğün saatlerinin belirli bir düzene oturtulmasıdır. Arada bir şeyler atıştırmak diye de bilinen zamansız beslenmek, çocuklarda iştahın oluşumunu önler. Yemekler sakin ve huzurlu bir ortamda yenilmelidir. Sağlıklı bir iştahın oluşması için başlıca şart, çocuğun dışarıda gönlünce koşup oynaması ve yeterince uyumasıdır.
Çocuğum Yemek Yemiyor
Çocuklar özellikle anne babalarına karşı çıkmanın ve kişiliğini ispatlamanın bir şeklini de yemeklerde gösterirler. Önüne koyduğunuz şeyleri daha önce, yiyen, bitiren çocuğunuz bir bakmışsınız ağzına hiç bir şey koymuyor, yaptıklarınızı beğenmiyor, yemek seçiyor ve yemek zamanlarını inanılmaz kabuslara dönüştürüyor. Bu sık rastlanan olaya yaklaşırken sebeplerini araştırmamız, çocukların neden yemek yemek istemediklerini bulmamız gerekmektedir.
Neden Yemek İstemezler?
v Kişiliklerini ve varlıklarını ispatlamak ve size söz geçirmek için yemezler
v İlerleyen yaşlarında bebeklik dönemindeki kadar hızlı büyümedikleri için yemek yemeye daha az ihtiyaç duyarlar.
v Eğer o anda onları çok meşgul eden bir şeyle ilgileniyor veya oyun oynuyorlarsa, kendilerini de bu yaptıklarından alamıyorlarsa, kesinlikle buna ara verip yemek yemek istemeyeceklerdir.
v Daha sonra yemek yiyebileceklerini düşünebilir ve o anda daha acıkmamış veya istemiyor olabilirler.
Önüne koyduğunuz yemekleri beğenmiyor olabilirler, ne olsa çocuklarımızın da damak zevki oluşuyor ve bazı yemekleri daha çok seviyor, bazılarını da sevmiyor olabilirler.
Ne Yapabilirim?
v Kesinlikle baskı uygulamayın ve onu anlayışla karşılayın.
v Yemek yaparken, sofrayı hazırlarken ve toplarken size yardım etmesini isteyin, bu çok hoşuna gidecek ve yemek yemesini motive edecektir.
v Yemek yeme saatlerini düzenleyin, yemek zamanı açıkmış olsun. Mümkünse yemeğe tüm aile bireyleri birlikte otursun ve çocuğunuz tüm ailenin yemek yediğini görsün.
v Yemek yeme ve yemek saati alışkanlıklarını kazandırmaya çalışın ve yemek yemenin herkes için bir gereksinim olduğunu anlatın.
Kendi kendine yemek yemesine izin verin, belki üzerini kirletecek, etrafı kirletecektir ama yemeğini yiyecek ve bundan hoşlanacaktır. Ara sıra ellerini bile kullanmasına izin verebilirsiniz.
v Yemek yerken onunla sohbet edin, başka şeylerle ilgilenip onunda dikkatini dağıtmayın.
v Yemek yemeyen veya reddeden çocukların yemek aralarında abur cubur yemesine engel olun.
v Çocuğunuz yemek yemiyor veya yemek seçip az yiyorsa yapılan yemeklerin daha besleyici ve kalorili olmasını sağlayabilirsiniz.
v İçeceklerin önemini unutmayın, çocuğunuza verdiğiniz süt miktarı yemek yemesini etkileyebilir. Yemek sırasında herhangi bir şey içecekse bu bir bardak ile sınırlı olmalıdır.
OBEZİTE
Obezite“Vücutta aşırı yağ depolanması” anlamına gelir. Obezite, çocuklarda vücut ve benlik imaj ve algılamalarıyla ilgili bozukluk, tembel, aldırmaz ve aptal olarak algılanma ve okulda şiddet kurbanı olarak seçilmeleri gibi olumsuzluklara yol açıyor.
Obezite; hipertansiyon, kolesterol yüksekliği ve buna bağlı kalp-damar hastalıkları, kanda pıhtılaşma eğilimi, enfarktüs ve felç, şeker hastalığı, safra taşlarına ve bazı kanser türlerine eğilim ve yatkınlık, nefes alma zorluğu, gece uyku apneleri, yorgun uyanma, kas-iskelet problemleri, eklem sorunları ve cilt problemleri gibi sorunlara yol açabilir.
Çocukları Obeziteden Korunmanın Yoları
- Çocuklar yürüme mesafesindeki yerlere arabayla değil, yürüyerek götürün,
- Günde en az 30 dakika fiziksel aktivite yapmalarını sağlayacak ortam ve yaşam biçimi oluşturun,
- Sebze,meyve ağırlıklı beslenme seçin,
- Saatlerce televizyon ve bilgisayar önünde zaman geçirmesini önleyecek fiziksel aktivite içeren faaliyetler düşünün, (Çocuklar okul dışı uyanık kaldıkları zamanın neredeyse yarısını ekran önünde hareketsiz olarak geçirmekte, çok meşgul ana-babalar için bu durum onaylanmakta, çoğu da sokakta oynama yerine evde oturmanın daha güvenli olacağını düşünmekte.)
- Çocuğun okul spor faaliyetlerine katılımı (futbol, voleybol, basketbol, yüzme) teşvik edin,
- Çocukla birlikte sofraya oturun,
- Çocukla birlikte yemek hazırlayın,
- Çocuğa yiyecek parası vermek yerine yanına elma, muz gibi bir meyve koyun,
- Gofret, şekerleme, bisküvi, çikolata gibi besinler yasaklamayın. Yasaklar bu yiyecekleri daha çekici yapar, ancak sınırlandırın ve mümkün olduğunca evde bulundurmayın.
- Çocuğun sebze yemeyi reddetmesi halinde, ısrar etmeden ve hiçbir yorum yapılmadan yemeği önünden kaldırın, ancak sürekli sebze yemeği sunmaya devam edin,
- Çocuğun sebzeyi yemesi halinde ödül olarak pasta, tatlı, çikolata, şekerleme vermeyin. Bu çocukta bu tür gıdaların daha değerli olduğu imajını yaratır.
- Çocuğun okul spor faaliyetlerine katılımı (futbol, voleybol, basketbol, yüzme) teşvik edin,
- Çocukla birlikte sofraya oturun,
- Çocukla birlikte yemek hazırlayın,
- Çocuğa yiyecek parası vermek yerine yanına elma, muz gibi bir meyve koyun,
- Gofret, şekerleme, bisküvi, çikolata gibi besinler yasaklamayın. Bu, onları daha çekici yapar.
- Çocuğun sebze yemeyi reddetmesi halinde, ısrar etmeden ve hiçbir yorum yapılmadan yemeği önünden kaldırın, ancak sürekli sebze yemeği sunmaya devam edin,
- Çocuğun sebzeyi yemesi halinde ödül olarak pasta, tatlı, çikolata, şekerleme vermeyin. Bu çocukta bu tür gıdaların daha değerli olduğu imajını yaratır.
ERGENLERDE GÖRÜLEN BAŞLICA YEME BOZUKLUKLARI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Anorexia nervosa
Anorexia nervosa kişinin kilo almaktan aşırı ölçüde korkarak kendi kendisini aç bırakmasıdır.
Çok zayıf oldukları halde şişman olduklarını düşünerek “diyet” yapmaya devam ederler.
Bu da, takıntı şeklinde yemek konusunu düşünmelerine ve kendi kendilerini acıkmadıklarına ikna etmek için sürekli bir mücadele içinde olmaları anlamına gelir.
Bulimia nervosa
Bulimia nervosada ise kişiler aşırı derecede yemek yer ve daha sonra müshil ilaçları almak, kendi kendini uyararak kusmak gibi yollarla yediklerini çıkarırlar.
Takıntı şeklinde (kompulsif) aşırı yeme
Kompulsif aşırı yeme kişinin hayatında bir bağımlılık gibidir. Hepimiz kendimizi bazen kendimizi kötü hissettiğimizde rahatlamak amacıyla bazı şeyler yiyebiliriz. Ancak bu rahatsızlıkla kişi kendisini daha iyi hissetmek için sürekli aşırı derecede yemek yer.
Tedavi yöntemleri
• Yeme davranışındaki değişimler önemli hastalıklardan kaynaklanabilir, bu nedenle böyle durumlarda yapılacak ilk şey doktor kontrolünden geçmektir.
• Yeme bozukluğu teşhisi konduysa, bu hastalıkların fiziksel ve ruhsal sonuçları olduğundan tedaviyi çeşitli dallardaki farklı uzmanlar yürütebilir (psikiyatristler, doktorlar, diyetisyenler)
•Genellikle psikiyatrik tedavi gerekir.
•Ağır ölçüde beslenme yetersizliğinin olması durumunda kişinin hastaneye yatırılması gerekebilir.
•Beslenme eğitimi kişinin yeni bir beslenme alışkanlığı kazanmasına yardımcı olabilir. Yeme konusundaki sağlıksız düşüncelerin değiştirilmesine yardımcı olmak için psikiyatrik tedaviler ve özel terapiler gerekebilir ve bu tedavilere genellikle arkadaşlar ve aile de katkıda bulunur.
ÇOCUĞUN SAĞLIKLI OLMASI NELERE BAĞLIDIR?
HASTALIKLAR NASIL BULAŞIR ?
HASTALIKLAR VE BAKIM
KAZALAR
HASTALIKLAR NASIL BULAŞIR?
1-Hasta Kişilerden
Hasta kişiler öksürdüğü ve hapşırdığı zaman, hatta nefes alıp verdiklerinde etrafa mikrop saçılır. Bu yüzden hasta kişilerin bulundukları odada ve kullandıkları eşyalarda mikroplar vardır. Kapalı alanlarda, örneğin toplu taşım araçlarında ya da sınıfta çocukların birinden diğerine kolayca bulaşabilir.
NOT: HIV (AIDS), Hepatit B, Hepatit C solunum yoluyla ve ten temasıyla bulaşmaz!
Ne Yapalım?
• Çocuğumuzun ellerini sık sık sabunla köpürterek akan su ile yıkamasını sağlamalıyız.
• Çocuğumuzu mümkün olduğunca hasta kişilerden uzak tutmalıyız.
• Çocuğumuzun hasta kişilerin bulunduğu odaya girmesine izin vermemeliyiz.
• Çocuğumuzun hasta kişinin havlu, mendil, tabak, kaşık gibi eşyalarını kullanmasını engellemeliyiz.
2-Yiyecek Ve İçeceklerden
Ne Yapalım?
• Yiyecekleri iyice yıkadıktan sonra çocuklarımıza vermeliyiz. Kullandığımız yıkama suyunun sağlıksız olduğunu düşünüyorsak 1 lt.suyun içine 5-6damla çamaşır suyu koyarak evde bir karışım hazırlayabilir, bu karışımdan 1-2 damlayı sebzeleri yıkayacağımız suya koyabiliriz.özellikle yeşillikleri sirkeli su içinde beklettikten sonra yıkayabiliriz.
• Dışardan alınan sütleri kaynattıktan sonra çocuklarımıza içirmeliyiz.
• Çocukların, sağlıklı olsalar bile başkalarıyla aynı kaptan yemek yemelerini ve aynı bardaktan su içmelerini engellemeliyiz. Evde herkesin ayrı tabak,bardak, çatal, kaşık kullanmasını sağlamalıyız.
• Her yiyeceğin ne kadar süre saklanabileceğini bilmeli ve yiyeceklerin son kullanma tarihlerine dikkat etmeliyiz.
Ne Yapalım?
• Evimizdeki çöpleri ağzı kapalı torbalarda çocukların ulaşamayacağı yerlerde muhafaza etmeliyiz.
• Tuvalet temizliğine önem vermeli ve sık sık tuvaletleri dezenfekte etmeliyiz.
• Çocuklarımızın oyun alanlarının temiz ve sağlıklı olmasına özen göstermeliyiz. (fabrika atıklarından, lağım sularından,inşaatlardan uzak)
• Çocuğumuzu hayvanlardan korkutmadan onlara fazla yaklaşmamaları ve tanımadıkları hayvanları sevmemeleri gerektiğini anlatmalıyız.
HASTALIKLAR VE BAKIM
Ateş – Havale
Normal vücut ısısı 36-37,5˚C derecedir. 38˚C derece hafif yükselmiş kabul edilir. 39˚C ve üstü tehlikeli olabilir, mutlaka doktora gidilmelidir. Ateşi yükselen çocuklar bazen havale geçirir.
Ne Yapalım ?
Önce ateşi ölçün ! Bir yere not edin, yirmi dakika sonra tekrar ölçün, değişip değişmediğini kontrol edin.
Çocuk yüzükoyun veya yan yatırılmalı, ağzı aşağıya doğru gelmelidir. Başı geriye atılmamalıdır. Elbiseleri çıkarılıp ılık banyo yaptırılarak ve ateş düşürücü ilaç verilerek ateşi düşürülmeye çalışılmalıdır. Üzerindeki giysiler mümkün olduğunca çıkarılmalı ince bir çarşaf örtülmelidir.
Belirli aralıklarla sıvı şeyler içmesini sağlayın
DİKKAT: İyileşmesi için çocuğa kalın giysiler giydirip, üstünü sıkıca örterek terletmeye çalışmak sıkça yapılan büyük bir HATADIR.
Bademcik İltihabı (Tonsilit)
Halk arasında “beta mikrobu” diye bilinen bir mikrobun neden olduğu, boğaz ağrısı, ateş ve bitkinlik haliyle ortaya çıkan ve çocuklarda sıkça rastlanan bir hastalıktır.
Tedavi:Antibiyotik tedavisi başlanmadan önce boğaz kültürü yapılması (doktor muayenesi) şarttır. Asıl tehlikesi zaman içinde bu mikrobun eklem ve kalp romatizmasına neden olabilmesidir.
Korunma:Yılda bir kez çocukların boğaz kültürlerinin yapılması uygundur.
Su Çiçeği
Genellikle okul çağında görülür.Virüslerin yol açtığı ateşli-döküntülü bir hastalıktır.Ateşle başlar.Önceleri,deriden hafif kabarık,kırmızı döküntüler ortaya çıkar. Daha sonra bunların ortalarında su dolu kesecikler oluşur.Döküntüler ilkin saçlı deride görülür,oradan gövdeye,kola ve bacaklara yayılır.
Döküntüler kabuklaşarak iyileşirler.Bu lekeler,daha sonra hiç bir iz bırakmadan kaybolur.Döküntülerin hepsi kabuklaştığında bulaştırıcılık dönemi geçmiştir.
Suçiçeği Nasıl Bulaşır?
-İnsandan insana soluma, öksürme ve hapşırma yoluyla.
-Su çiçeği döküntüleri çok bulaşıcı olduğu için hastayla doğrudan temas yoluyla.
- Çocukların kreş, okul, vb. toplu bulundukları ortamlarda bulaşma çok hızlıdır.
Tedavi:
Tedavinin esasını deri bakımı oluşturur.Mikrop kapmasını önlemek için kaşıntı giderici losyonlar ve ılık duş yararlıdır.
Korunma:
Hasta çocuk,döküntülerin hepsi kabuklanıncaya kadar diğer çocuklardan ayrılmalıdır. Su çiçeğinden korunmanın yolu su çiçeği aşısı olmaktır.Aşılama, çocuk ya da erişkinlerin bu hastalığa karşı korunmasında son derece etkin ve güvenilir bir yoldur.
Kızamık
En sık görülen çocukluk çağı hastalıklarından biridir.Küçük damlacıklarla taşınan virüslerle oluşur. Her yıl dünyada bir milyondan fazla çocuğun ölümüne yol açan çok ciddi bir hastalıktır. Hastalık her yaşta görülmekle birlikte özellikle küçük çocuklarda ağır seyredebilir. Soğuk algınlığı gibi başlar.Nezle,öksürük,gözlerde kızarıklık,sulanma,kaşıntın vardır.Bu bulguların ortaya çıkmasından 2-4 gün sonra kulak arkasından döküntüler başlar.Hızla yüze ve gövdeye yayılır.Döküntüler ortalama 5 gün sürer ve hiç bir iz bırakmadan geçer.Nezle döneminde,ağız içinde azı dişleri hizasında kızamığa özgü beyaz döküntüler görülür.
Korunma
Aşılanma ile olur. Kızamık geçirmemiş her çocuğa aşı yapılmalıdır.Genellikle kızamıkçık ve kabakulak aşısıyla birlikte yapılır.
Tedavi
Ilık içecekler,ateş düşürücü ilaçlar verilir. Göz temizliğine dikkat edilir.Antibiyotikler etkisizdir.
Kızamıkçık
Havaya öksürükle yayılmış kızamıkçık virüsüyle bulaşır. Çocuklarda nispeten hafif seyreder. Bu hastalığın asıl tehlikesi annenin hamilelikte geçirmesidir.
Hastalık hafif bir ateşle başlar. Hastalığın karakteristik bulgusu, kulak arkasında ve ensede büyümüş bezeciklerdir. Hafif bir boğaz ağrısı ve gözde kızarıklıklar olabilir. Pembe renkli küçük döküntüler önce yüzde ve boyunda ortaya çıkar. Hızla tüm gövdeye yayılır. Döküntüler 24 saat sonra ilk görüldüğü yerden başlayarak solar.
Kızamıkçık çocukluk çağında hafif geçen bir hastalık olmasına karşın doğmamış bebekte ciddi sorunlar meydana getirir. Özellikle gebeliğin ilk 4 ayında kızamıkçık geçiren annenin bebeğinde ciddi sakatlıklar olabilir. Bunlar arasında sağırlık, görme bozuklukları, kalp hastalıkları zeka geriliği sayılabilir.
Tedavi: Özel bir tedavisi yoktur. Ancak ateş 38 C yi geçiyorsa ateş düşürücü verilebilir. Yatak istirahatı gereklidir.
Korunma
Özellikle kız çocuklarının aşılı olmasına özen gösterilmelidir. Kızamıkçık geçirmemiş her çocuğa aşı yapılmalıdır.Genellikle kızamık ve kabakulak aşısıyla birlikte yapılır.
Kabakulak
Hasta bireyin öksürmekle havaya saldığı küçük damlacıklarda taşınan virüslerin yol açtığı bir hastalıktır. En sık 5-15 yaş arasında görülür. Erişkinde daha ciddi ve ağır seyreder. ateş, baş ağrısı, kulak ağrısı, ağız kuruması şeklinde belirtiler veren ve kulak memesi hizasında yanaklarda tek veya çift taraflı şişliğe neden olan tükürük bezlerinin iltihabıdır.
Hastalık yapan kabakulak virüsü, vücuda girdikten sonra kan yoluyla yayılmakta ve ayrıca pankreasın iltihaplanmasına , beyin ve omuriliği saran zarların iltihaplanmasına (menenjit) , erkek ve kadınlarda testis ve yumurtalık iltihaplanmalarına da neden olabilmekte ve sağırlık, kısırlık gibi kalıcı hasarlara yol açabilmektedir.
Tedavi:
Ağız bakımı yapılır;
temizliğine dikkat edilir.
Ateş düşürücü ilaçlar verilebilir. Antibiyotikler yararsızdır. Sıvı besinler vermek yaralıdır.
Korunma
Hastalığa karşı aşılanma yapılır.Yaygın olarak kızamık-kabakulak-kızamıkçık aşıları birlikte uygulanır.
ÜLKEMİZDE UYGULANAN AŞI TAKVİMİ
Doğumda: Hepatit B
1. Ayda: Hepatit B
2. Ayda: Polio (Çocuk felci),
DBT
Hib(menenjit) ve HepatitB
3. Aylık: BCG (Verem, Tüberküloz)
4. Ayda: Polio, DBT, Hib
6. Ayda: Polio, DBT, Hib
9 Ayda: Kızamık
12 Ayda : Su Çiçeği, Hepatit B
15 Ayda : MMR
18 Ayda : Polio, DBT, Hib
5-6 yaşında: (İlkokul 1) DBT
11-12 yaşında: (ilkokul 5) Tetanoz
Lise 1: Tetanoz
İshal
Her zaman yapılan halinden farklı olarak dışkılamanın daha sulu, bol ve fazla sayıda yapılması halidir diye tanımlayabiliriz.
İshal Neden Önemlidir ?
İshalin iki önemli tehlikesi ölüm ve beslenme yetersizliğidir. Ölüm, ishal ile vücuttan çok miktarda su ve tuz kaybı sonucu meydana gelir. İshal kötü beslenen çocuklarda daha sık görülür ve daha ağır seyreder. Ayrıca ishalin kendisi de beslenme bozukluğuna neden olur. Daha önceden olan beslenme yetersizliğini daha da kötüleştirir. Çünkü ishalde su ve tuzun kaybı yanında vücuttan besin maddeleri de kaybedilir. Eğer anneler yanlış uygulama olarak ishalli çocuğu beslemezlerse çocukta beslenme bozukluğu gelişebilir. Basit bir hastalık gibi görülen ishalin öldürücü olmasının nedenlerinden birisi ishali arttıracağı endişesi ile çocuğa su ve sulu besinler verilmemesidir.
İshalden Nasıl Korunulur ?
• Bebeklere ilk 6 ay sadece anne sütü verilmeli,
• Anne sütü almayan bebeklere mama biberonla değil kaşıkla verilmeli,
• Bütün yiyecekler hemen yedirilmeli, bayat-bekletilmiş yemek verilmemeli,
• Sebze ve meyveler yenmeden önce temiz su ile iyice yıkanmalıdır.
• İçme suyu temiz olmalı,
• Sular klorlu değilse kaynatarak içilmelidir.
• Tuvaletler temiz ve sağlıklı olmalı,
• Eller tuvaletten sonra, yemekten önce mutlaka sabunla yıkanmalı,
• Çöpler kapalı kaplarda toplanmalı,
• Karasineklerle mücadele edilmelidir.
Ne Yapalım?
Çocuğun su ve tuz kaybından korunması, evde ve ayakta tedavisi için aşağıdaki 3 ana kurala uyulmalıdır.
1- Çocuğa normalde içtiğinden daha fazla su ve diğer içecekler verilmelidir. Toplumumuzda ishali olan çocuklar yiyecek ve özellikle su verilmemesi yanlış ve yaygın bir uygulamadır. Eğer çocuk anne sütü ile besleniyorsa, anne sütü kesilmemelidir. Çocuğa evde kolayca hazırlanabilecek az şekerli çay, şeftali ve elma suyu, ayran verilmelidir.
2- Çocuğun beslenmesine devam edilmelidir. İshali olan çocuğa yemek vermemek veya az vermek beslenme yetersizliğine neden olur, ya da beslenme yetersizliği varsa daha da kötüleşir. Bu nedenle ishalde çocuğun beslenmesine önem verilmelidir. Dört aylık ve daha büyük çocuklarda ishal süresince pirinç lapası, yoğurt, haşlanmış patates, şeftali ve elma püresi, sütü iyi pişmiş yağsız et gibi gıdalar verilmelidir. Ancak tek öğünde fazla miktarda beslenme bağırsak hareketlerini arttırabilir. Günlük ihtiyacı 5-7 öğüne bölünerek verilebilir, hatta ishal durduktan sonra bir hafta süreyle günde bir öğün fazla yemek verilmelidir.
3- Vücuttan su ve tuz kaybı belirtileri izlenmelidir. İshal tedavisi süresince çocuk dikkatle izlenmelidir. Sulu kaka, susuzluk, cildi iki parmak arasında sıkıp bırakınca eski haline dönmemesi, bıngıldakta çöküklük, göz kürelerinde çökme, kilo kaybı, iştah kaybı, kusma, bulantı, bilinç kaybı, havale gibi belirtilerden biri görülürse, ishal 24 saatten fazla sürerse dışkıda kan görülürse veya ateş yükselirse vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.
İdrar Yolları İltihabı
Özellikle kız çocuklarında görülen, sık sık az miktarda idrar yapma, idrar yaparken yanma ve ateş belirtileriyle ortaya çıkan bir hastalıktır.
Tedavi: İdrar tahlili yapılır, antibiyotik tedavisi kullanılır. Sık tekrarlaması halinde ileri tetkik gerekir.
Çocuğumuzun tuvalet sonrası temizliğine dikkat etmesini, ayakların sıcak tutmasını sağlamak önemlidir. Sulu gıdalar vererek çocuğun sıkça idrar çıkarmasını sağlamak yararlı olacaktır.
Boğulma
Solunum yolarına ve akciğerlere yabancı cisim kaçması oldukça tehlikeli ve sık karşılaşılan bir durumdur. Bu durumda çocuk nefes alamaz, morarır, hırıltı şeklinde sesler çıkarır.
Bu Durumda; mümkün olduğunca soğuk kanlı davranıp telaşlanmamak gerekir.
Bebekler: Baş aşağı tutulur ve iki kürek kemiği arasına 3-4 defa kuvvetlice vurulur.
Daha büyük çocuklar: Çocuğun başı aşağıya sarkacak şekilde, müdahale yapanın dizleri üzerine yüzükoyun yatırılır, iki kürek kemiği arasına 3-4 defa kuvvetlice vurulur.
Alınabilecek Önlemler
- Çocuk oyuncakları seçiminde doğru tercihler yapılmalı.
- Çocuğun metal, plastik parçalarla oynaması önlenmeli,
- Ayrılabilen kısımları olmayan ve çocuğunuzun yaşına uygun olanları seçmeye çalışın.
- Karpuz, kavun ve zeytin çekirdeği gibi küçük ve sert maddeler çocuklardan uzak tutulmalı,
- Çocuklara, çekirdekli gıdalar, çekirdekleri çıkarıldıktan sonra yedirilmeli,
- Çocuğun ağzında yiyecek varken konuşması önlenmeli, bu durumda iken ağlatılmamalı, güldürülmemeli,
- Anneler çocuklarının altını değiştirirken, türban iğnelerine ve kundaklamada kullanılan iğnelere dikkat etmelidir.
Zehirlenme
En sık olarak çocuğun ulaşabileceği yerlerde unutulan ilaçların, tuz ruhu, çamaşır suyu, tiner, benzin, gaz yağı vb. maddelerin çocuk tarafından içilmesiyle meydana gelir.
Bazen böcek ilaçlarının çocuğun odasında uygulanması zehirlenme sebebi olabilir.
Zehirli mantar, bozulmuş yiyeceklerin yenmesi de besin zehirlenmelerine yol açabilir.
DİKKAT: tuz ruhu, çamaşır suyu, tiner, gazyağı, petrol ürünleri, amonyak gibi yakıcı maddeler içmişse çocuk kesinlikle kusturulmaz. Bu maddeler kusarken yemek borusu ve boğazı tekrar yakarak zararı arttırırlar. Şuur kaybına uğrayan ve ya havale geçiren hastalar da kusturulmaz.
• Bunların dışındaki zehirlenmelerde kusturma faydalı olur. Çocuğun oturur pozisyonda öne doğru eğilerek parmak yardımıyla ya da tuzlu su içilerek kusması sağlanır.
HER DURUMDA MUTLAKA DOKTOR KONTROLÜ GEREKLİDİR.
• Bir zehirlenme durumunda 24 saat kesintisiz hizmet sunan Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı Zehir Araştırmaları Müdürlüğü
ZEHİR DANIŞMA MERKEZİ'ne başvurabilirsiniz.
Telefonlar: 0-312-433 70 01
0-800-314 79 00 (Ücretsiz)
Yanık
Buhar ve Sıcak Sıvı Yanıkları: Bu tür yanıklarda çok ağrı olur. Yanan bölge en az 10 dakika soğuk su altında tutulmalıdır. Giysiler varsa kesilerek çıkartılır. Yanığın üzeri kapatılmamalıdır. Geniş yanıkların üzeri steril şartlarda kapatılır. Yanıklara yoğurt, salça, diş macunu vb. sürülmemelidir. Ağrı kesici şuruplar verilebilir. Yanık su toplarsa üstünü gazlı bezle kapatılıp bantlanır. Su toplayan yeri patlatmayın. Burası yeni deri oluşurken yanan bölgeyi koruyarak iyileşmesini kolaylaştırır.
Daha Ağır Yanıklarda: Deriye yapışmış yanık ve kavruk giysileri çıkarmaya çalışmayın.Yanık sahasını soğuk suyla serinletin. Çocuğu soğuk su dolu küvete sokun veya soğuk su ile ıslatılmış çarşafla yanık yerleri örtün. Derisini ovalamayın. Yanığa kimyasal maddeler yol açtıysa deriyi bol soğuk su ile iyice yıkayın.Yanık bölgeyi temiz sargı bezi ile kapatın. (Steril sargı bezi yoksa temiz mendil veya yastık kılıfı da aynı işi görür). İlk girişimden sonra çocuğunuzu derhal acil servise götürün.
Elektrik Yanıkları: Mümkünse elektrik akımı sigortadan kesilmelidir. Değilse odun cinsi iletken olmayan bir cisimle çocuğun elektrikle teması koparılmalıdır. Daha sonra hemen kalbi ve solunumu kontrol edilerek gerekirse suni solunum ve kalp masajı yapılmalıdır(Bilen kişilerce). Söndürmek için asla su dökülmemelidir.
Kimyasal Madde Yanıkları: Yanan bölge musluk altında bol su ile yıkanmalıdır. Kimyasal madde bulaşmış giysiler dikkatlice çıkartılmalıdır.
Güneş Yanığı: Deri kırmızı veya soyulmuşsa dikkatli olunmalıdır.Çocuklar gölgede dinlendirilip soğuk içecekler verilir. Çocuğun ateşi 39 ˚C dereceden yüksekse ve dalgınlık varsa güneş çarpması olabilir, doktora götürülmelidir.
Yanıklara Karşı Alınabilecek Önlemler
Yanıklar çocukluk çağında en sık karşı karşıya kalınan kazaların başında geliyor. İşte bu noktada önlem için dikkat edilmesi gereken hususlar şöyle:
Çocuğunuz kucağınızayken sıcak bir içecek içmeyin.
Sıcak içecekler taşırken çarpmayı engellemek için çocuğunuzun evin içinde nerede olduğuna dikkat edin.
Tencere saplarını ocağın merkezine yada duvara doğru yerleştirin.
Sandalye, tabure gibi eşyaları ocağın etrafında bulundurmayın.
Yiyecekleri pişirme kabıyla değil başka bir kapta sunun.
Mutfakta bir yangın söndürücü bulundurun.
Elektrikle çalışan aletleri fişte bırakmayın, kabloların kısa olmasına dikkat edin.
Deterjanları, plastik torbaları, bıçakları, kibritleri, temizlik ürünlerini ve toksik (zehirli) maddeleri çocukların ulaşabileceği yerden uzakta tutun.
Tüm dolaplarda çocukların açamayacağı şekilde kilitler oluşturun
- Yaz aylarında 11:00 – 15:00 saatleri arasında çocukların güneş altında kalmalarını engelleyin. Koruyucu kremler sürerek, şapka kullanmalarını sağlayın
Kanama
Aileler için oldukça ürkütücüdür. Özellikle baş bölgesi yaralandığında çok kanama olur.
Bu durumda; kanayan bölgeye temiz bir bezle sıkıca bastırmak gerekir. Mutlaka doktora başvurulmalı, gerekirse dikiş atılmalıdır.
Kol ve bacaklardaki kanamalar Uzuv başın üstüne doğru yukarıya kaldırılır, kanama bölgesi üzerine sıkıca bastırılır.
Burun Kanaması:
Burnu kanayan çocuğu sırt üstü yatırıp, başını arkaya doğru atmak yaygın olarak yapılan bir hatadır. Bunun tam tersine çocuk oturur pozisyonda olmalı ve öne doğru eğilmelidir. Bu sırada, 10 dakika kadar bir süre ile burun iki parmakla sıkılmalıdır. Bu tedbirlere rağmen durmayan ve uzun süren kanamalarda doktora başvurulmalıdır.
Diş çekimi, sünnet, yaralanmalar sonrası kanamalar uzun sürüyor, sıkça burun kanamaları yaşanıyor ve aile ya da akrabalarda benzer şikayetler varsa ihmal edilmeden doktora başvurulmalıdır.
Kesik Ve Sıyrıklar
Çocuklarda kesik ve sıyrıklar genellikle kendi kendini yaralama şeklinde olur. Daha çok koşarken, oynarken meydana gelir.
BU DURUMDA; sabunlu ılık suyla veya antiseptik solüsyonlarla yara yeri temizlenir ve mikroplanmamasına dikkat edilir. Daha derin kanayan yaralarda dikiş atılması gerekir.
KAYNAKÇA:
1) T.C. MEB Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü 36-72 Aylık Çocuklar İçin Eğitim Programı