12. İNATÇILIK
İNATÇILIK
Çocukta inatçılık, çocuğun belli bir makul nedeni olmaksızın, bir harekette ısrar etmesi, davranışını, düşüncesini, durumunu değiştirmemesi şeklinde tanımlanabilir.
"Negativizm" (olumsuzluk) adı verilen inatçılık ve karşı gelme, ana babaları endişelendirir. Bu dönemde çocuk. büyüklerin sözünü dinlemez, hatta söylenenin tersini yapar.Eylemleri, davranışları kısıtlandığında öfkelenir, kendini yerlere atar.Her işi yardım görmeden kendi başına yapmakta direnir.
İnatçılık çocuğun duygusal gelişiminin bir sonucudur ve en çok 3-6 yaş arasında yaşanır. Bu yaşlarda inatçılık normaldir. Çocuk ben duygusunun ve özgür olma bilincinin gelişiminden kaynaklanan inatçılık gösterir. Çocuk her şeyi kendi yapmak ister. Yaptığı şeyler hoşuna gider, çevresinden gelen direnmeyi yenmeye çalışır. Kendi varlığını hissettirmeye, kabul ettirmeye çalışır. Kendince o hep haklıdır.
İnatçılığın Nedenleri:
a. Çocuğa fazla baskı yapılması
b. Çocuğun tüm isteklerinin önüne geçilmesi
c. Yanlış ve yersiz eğitim
d. Kıskançlık
e. Yetişkinlerin kendi istekleriyle çocuğun istekleri arasında çelişkili davranış sergilemeleri
f. Çocuğa bağımsızlık duygusunun verilmemesi
ANNE-BABAYA ÖNERİLER
Ø Hayır” diyen çocukla alay etmeyin, ceza ile korkutmayın, kimin güçlü olduğunu ispatlamak için zor kullanmayın. Bazen çocuk sizin sevginizi, sabrınızı, kendisine ne kadar katlanabildiğinizi denemek için “Hayır” diyerek inatlaşabilir. Sinirlenir, bağırıp çağırır ve hele ceza verirseniz “Haklıymışım, beni sevmiyorlar” diye düşünebilir.
Ø İnatçılık yaptığı zaman neden böyle davrandığını sorun. İnat çoğu zaman çocuğun varlığını kabûl ettirme ve bağımsızlık isteğinden kaynaklanır. Gösterdiği sebep ne kadar saçma ve yersiz olursa olsun, sabırla dinleyin. Şüphelerini, kaygılarını ve korkularını anlamaya çalışın. Kızmadan, sabırla dinlediğinizi gördüğü zaman duygularını ifade etmeyi ve gerektiğinde kontrol etmeyi öğrenecektir.
Ø Haklı istekleri yerine getirilmeyen bir çocuk inatçılık yaparak isteklerine kavuşmayı deneyebilir. Anne babaya kızan çocuk gizli bir öç alma duygusuyla inatçılık yapabilir. Kardeş kıskançlığı, kardeşinin kendisinden daha fazla sevildiği kanaati inatçılığa yol açabilir.
Ø Çocuğu kardeşi ile kıyaslayarak kıskançlık duygusunu tahrik etmemeliyiz.
İnadını fazla önemsediğimiz, kızdığımız veya üzüldüğümüz zaman çocuk inadı bize karşı bir silah olarak kullanabilir.
Ø Kuralları belirlemede ve uygulamada aile üyeleri arasında uyum ve söz birliği olmalıdır. Babanın kızdığı bir davranışı anne gülerek karşılar veya “Çocuğun üstüne gitme” diyerek korumaya kalkarsa çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenemez.
Ø Aile büyükleri çocuk terbiyesine fazla müdahale ederek anne ve babanın işini zorlaştırmamalı. Çocuğu dilediği gibi eğitme öncelikle anne ve babanın hakkıdır. Büyükanne ve büyükbaba çoğu zaman torunları korumaları altına alarak şımartırlar. Çocuk cezadan kurtulmak veya bir isteğine kavuşmak için büyükbabayı ve büyükanneyi kullanır.
Ø Çocuğa isteklerini olumlu bir dille ifade etmesi hatırlatılmalı, haklı istekleri yerine getirilmelidir. Yerine getirilmeyen haksız ve zamansız isteklerin sebepleri açıklanmalı; bazı isteklere kavuşmak için hak etmesi, beklemesi ve sabretmesi gerektiği öğretilmelidir.
Ø Kurallar gerekli, anlaşılır ve mümkün mertebe az olmalıdır. Gereksiz konularda ve ayrıntılarda fazla kural ve yasaklama getirirseniz bir süre sonra çocuğunuza çok fazla “Hayır” demek zorunda kalırsınız. Bu da çocuğunuzda bağımsızlığının elinden alındığı, kendisine güvenilmediği ve her şeyi yanlış yaptığı duygusu uyandıracaktır
Ø Kurallara uymasını kolaylaştırmak için “Hayır” demek yerine seçenek sunmak daha doğru bir yaklaşımdır. Yemekten önce çikolata veya şeker yemek isteyen çocuğa “Hayır, yemekten önce çikolata yemek yasak” demek yerine; kuralın sebebini açıkladıktan sonra ona bir seçme fırsatı verebilirsiniz: “Biliyorsun, yemekten önce çikolata yememen konusunda anlaşmıştık. Yemekten önce çikolata yersen iştahın kapanır, yemeğini yemek istemeyebilirsin. Eğer istersen çikolatanı saklayıp yemekten sonra yiyebilirsin.”
Ø Duvarı karalayan çocuğa, “Duvarı kirletiyorsun, bırak o kalemi” demek yerine; “Duvarı çizersen duvar kirlenir, canın resim yapmak istiyorsa sana kağıt verebilirim ”diyerek seçme şansı vermek “Hayır” demekten daha etkili ve daha az incitici olur.
Ø “Sütünü iç” diye dayatmak yerine, “Sütünü cam bardakla mı yoksa fincanla mı içmek istersin” diye seçenek sunmak daha doğru olacaktır.