18. ÇOCUK VE DİSİPLİN
ÇOCUKTA DİSİPLİN
Disiplin ilişki içindeki tüm kişileri eşit olarak bağlayan herkes için açık ve net olan kurallar olarak tanımlanmaktadır. Disiplin, istenilen ve düzenli olan davranışların kazandırılmasını amaçlayan bir yetiştirme anlayışıdır. Amaç, kişinin özdenetimini sağlayabilmek yani kendi kendini denetleyebilme yeteneğini geliştirmektir. Aynı zamanda da çocuğun toplum tarafından kabul gören bir ahlak anlayışı ve sağlıklı tutumlar geliştirmesine yardımcı olmaktır.
Çocuk için disiplinin vazgeçilmez ve çok önemli olduğu herkesin birleştiği bir konudur. Çocuk yanlış davrandığında ikaz edilecek, doğru yaptığında sevgiyle ödüllendirilecektir. Çocuk ailesinden ilgi, şefkat, destek ve teşvik bekler. Çocuğun bu beklentilerinden haberdar olan çalışan aileler anne babalık görevlerini aksatmamak için büyük çaba gösterirler. Bu çaba bazılarında gerginlik ve suçluluk duygusu meydana getirir. Bu aileler çalıştıkları için, çocuklarını ihmal ettiklerini düşünerek kendilerini suçlarlar. Bir kısmı, bu duygudan kurtulmak için, çocuklarına ılımlı bir disiplin uygularlar. Bazıları ise çocukların üzerine aşırı düşerler, onu
gereğinden fazla korurlar. Evde kendisine hiçbir iş yaptırmazlar, hatta çocuğun yapabileceği işleri bile kendileri görürler. Ailenin bu tutumu çocuğun aşırı hassas, bağımlı ve çekingen olmasına yol açar. Bazı hallerde de şımarık, asi ve dik başlı olmasına sebep olur.
Ailelere Öneriler
Çocukta Özdenetim Sağlama: Çocukların özdenetimlerini sağlamaları kendileri ve diğerleri hakkında iyi duygular taşımaları, doğru-yanlışı anlama ve problemleri çözmek için de seçenekleri olması gerekmektedir.
Sevgiyi İfade Etme ve Koşulsuz Sevme: Sıcak bir ses tonuyla çocuğa yaklaşma ve onu kucaklama bir sevgi ifadesidir. Eğer bir çocuk sevildiğini hissederse, ailesini memnun etmek için istendik yönde davranacaktır. Çocukla iletişim içindeyken ona sevgi koşullu olarak sunulmamalı, sevginin koşulsuz ve öze ait bir duygu olduğu hissettirilmelidir.
Tutarlı Olmak: Görüş birliğinde olan tutarlı ailelerin, açık bir şekilde belirlenmiş süreklilik gösteren kuralları ve sınırları vardır. Bir gün izin verilen bir davranışa diğer bir gün izin vermemek çocuğu şaşırtacak ve konulan sınırlara tepkide bulunarak olumsuz davranışlar göstermelerine yol açacaktır.
İletişimde Açık Olmak: Kullanılan kelimelerin ve hareketlerin çocuğa da aynı mesajı verdiğinde emin olunmalıdır. Yanlış davranışa onun dikkatini çekerek, onunla göz kontağı kurarak sert ama sinirli olmayan bir ses tonuyla açıklama yapmak yerinde olacaktır.
Sorunlu Davranışı Anlamak: Aile yapılan iyi bir gözlemle çocukların sorunlu davranışlarının neden kaynaklandığını anlayabilirler. Sorunun kaynağını bulmak sorunu çözmekten daha zordur.
Çocukların Kendilerini İyi Hissetmelerini Sağlamak: Olumlu davranışlar karşısında teşekkür etmek, gülümsemek, ne kadar iyi bir iş yaptığını anlatarak ona zaman ayırmak, olumlu davranışın tekrar edilmesini ve çocuğun kendini iyi hissetmesini sağlayacaktır. Ayrıca olumsuz davranışlar ortaya çıktığında görmezlikten gelmek ve sabırlı olmak, çocuğun bu davranışının ona bir şey kazandırmadığını anlamasına yardımcı olacaktır.
Güvenilir Bir Çevre Hazırlamak: Çocukların eşyaların nasıl hareket ettikleri, nasıl ses çıkarttıkları ile ilgili meraklarını gidermek için olanaklara gereksinmeleri vardır. Ailelere düşen görev ise tehlikeli materyalleri kaldırarak çocukların çevrelerini düzenlemek olmalıdır.
Sınırlar Koymak: Kurallar birkaç kelime ile ifade edilebilecek kadar basit olmalı, çocuğa yapılmasını istemediği şeyleri belirtmekle birlikte yapılması istenenleri de açıklamalıdır. Ayrıca farklı yaşlardaki çocuklarda beklenen davranışlar konusunda da gerçekçi olmak gerekir.
Olayları Önceden Kontrol Etmek: Büyükler, olayları daha başlamadan önce önlemekle kötü sonuçlar doğurmasına olanak yaratmamak için etkin birer denetleyici olmalıdırlar.
Sorun Çözme Becerisi Kazandırmak: Çocuk kabul edilemez bir çözüm önerirse ona açıkça davranışın kabul edilemez olduğu ve bunun nedenleri anlatılmalıdır. Ayrıca her durum için birden çok çözüm olduğu ve her çözümün de sonucu olduğu açıklanmalıdır. Daha sonra denemesi için olumlu çözümler önerilmelidir.
Fazla Müdahale Etmemek: Çocukların yanlış ve zarar verici bir davranışı gözlendiğinde aşırı tepki verilmemelidir. Azarlamak ya da cezalandırmak yerine onu oyun alanından uzaklaştırmak ya da kısa bir ara verip onu oyundan alıp sessizce oturup bekleyeceği daha etkili olabilmektedir.
Gerektiğinde Uzman Yardımı Almak: Aile yaşamında ayrılık ya da boşanma gibi stresli dönemlerde alınan uzman yardımı ile yaşamın bundan sonraki yıllarında olabilecek sorunlar önlenebilmektedir.
Çocuğa ve Kendinize Karşı Sabırlı Olmak: Tüm bunları uyguladıktan sonra yapılması gereken bir şey daha vardır; o da yeni iletişim yolları denerken kendinize ve çocuğunuza karşı sabırlı olmak.