21. KORKU

10.05.2013 18:14

 KORKU

     Korku, canlı varlıkların görünen veya görünmeyen olaylar karşısında gösterdikleri en doğal tepkidir. Bir başka deyişle korku, tehlike anına duyulan endişe, kaygı, tasa, ürküntü ve dehşet olma halidir. Korku normal gelişimin bir parçasıdır ve kişinin kendisini tehlikelerden sakınmasını sağlar. 

 

     Araştırmalar çocukların % 90’ında gelişimlerinin herhangi bir döneminde bir şeyden korktuklarını göstermektedir. Bu nedenle çocuklardan korkusuz olmalarını beklemek çok gerçekçi değildir. Çocukların bilmediklerinin çok olduğu düşünülecek olursa, korkularının çok olması normal karşılanacaktır. Çocuklar çevreyi tanıdıkça beden ve zihin güçleri geliştikçe korkuları azalacaktır.

 

      Çocuklar içinde bulunduğu yaş dönemine göre korkular değişiklik göstermektedir. Bunun nedeni çocukların hayal güçlerinin ve bilişsel becerilerinin gelişmesiyle, dünyayı algılamalarının da gelişmesidir. Aslında çocukların verdikleri tepkiler normal tepkilerdir.  Çocuk kendisini farklı bir kişilik olarak düşünmemelidir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, her yaş döneminin özelliğine göre değişik korkuların çıkabileceği, zamanla bu korkuların ortadan kaybolmalarının gerekli olduğudur.  Örneğin

 

     6 yaşındaki bir çocuğun hala yabancı korkusu devam ediyorsa, bu duruma dikkat etmek gerekmektedir.

 

Çocuklarda Korku Çeşitleri

    0-1,5 yaş arası dönemde ses, korku yaratan uyarıcılar arasında birinci sırada gelir. 6. ayda ya da daha ileriki aylarda bebeklerin yaşındaki ilerlemeye bağlı olarak bebeklerde uçurum görüntüsüne karşı korku tepkileri artmıştır.

 

 

Diğer bir korku türü ise bebeklerin yabancılara karşı gösterdikleri korku tepkileridir. 7. ve 8. aylarda yabancılara karşı hissettikleri korku duyguları 1. yaşın sonuna doğru yoğunluk ve sıklık gösterir. Yine bu yaş döneminde en sık rastlanan bir diğer korku türü ise gürültülü uyarana bağlı irkilmedir.

 

     1,5- 3 yaş arası dönemdeki korkulara bakacak olursak çocukların korkularında korkulan objeye bağlı bir artma görülür. Bu dönemdeki korkular arasında hayvan( örneğin köpek) gök gürültüsü, ani ses, yalnız yatma, tuvalette sifonun çekilmesi, elektrik süpürgesi vs. sayılabilir.

 

    3-4 yaşlarında bu korkulara karanlık, dilenci, hırsız, öcü korkuları eklenir. Tuvalet alışkanlığı kazandığı dönemde bedeninden bir şeylerin koptuğunu görerek korkması da yine bu dönemdedir. Karanlık korkusu bebeklikten itibaren en sık rastlanan korkuların başında gelir. Anne-babanın en sık pekiştirdiği korku türüdür. Bu korku türünde de model alınması olağandır. Çocuk anne-baba ya da yakınlarından birinin karanlık korkusu yaşadığını bilirse, bu korkuya maruz kaldığında ister istemez karanlığın ürkütücü olduğu düşüncesine kapılabilmektedir. Şayet bu korku anne-baba tarafından pekiştirilmezse ve uygun bir şekilde yaklaşılırsa kendiliğinden kaybolmaktadır. Bu bağlamda çocuklara güven vermek, onlara yalnız olmadıkları mesajını vermek önem taşımaktadır.

 

      

 

     4 yaşında doruğa ulaşan korkularda bu yaştan itibaren yavaş yavaş azalma görülmesi beklenir. 5 yaş fazla korkulu bir yaş değil daha çok somut korkular görülmektedir. Çocuklar bu dönemde daha ziyade düşüp yaralanmaktan, köpekten, bir yerinin kanamasından korkarlar.

 

     0-6 yaş arasında anne-babadan ayrılma korkularına çok sık rastlanmaktadır. Annenin çocuğunun yaramazlık yapmasına engel olmak için ‘seni bırakırım, dilenciye veririm’ tarzındaki yaklaşımı farkında olmayarak çocukta korku tepkisi oluşturabilir.

 

    6 yaşlarında korkularda yeni bir artma gözlenir. Özellikle sesle ilgili korkular, hayalet, hortlak, cadı, şimşek, yalnız uyuyamama ve benzeri korkular üst düzeydedir. Hatta bazen ‘yatağın altında biri var’ diyerek tek başlarına kendi odalarında yatmak istemezler. Ayrıca izledikleri filmlerin etkisinde kalarak da korku geliştirebilirler. Bu nedenle çocuklara korku içeren sahneler seyrettirilmemeli veya filmi izleme esnasında ortamdaki sessizliği bozup onunla film üzerinde konuşulmalıdır.

  

     2-6 yaş arasındaki okul öncesi çocuklar, en çok korku yaşayan çocuklardır. Bunun nedeni korkuların gelişiminin toplumsal gelişim ve kişilik gelişimi kadar bilişsel gelişimle de ilgili olmasıdır.

 

Korkulara Karşı Anne Baba Olarak Neler Yapabiliriz?

·   Öncelikle kendi korkularımızla başa çıkmalıyız.

·   Her şeyden önce anne-baba olarak çocuğumuza iyi bir model olmalıyız.

·   Küçük yaşlarda onları öcüyle, polisle, doktorla korkutmamalıyız.

·   Daha sonra nelerden korktuğunu saptayın, onu sadece dinleyin.

·   Çocuğun hissettiği korku duygularını kabul etmek ve ciddiye almak, paylaşmak, asla alay etmemek.

·   Çocuğa sevildiği, ihtiyaç hissettiğinde ailesinin yanında olacağı mesajı verilmelidir.

·   Çocuk korkusunun üzerine gidip baş etmek için cesaret gösteriyorsa ödüllendirilmelidir.

·   Aa ayıp bunda korkacak ne var (erkek adam korkar mı? Sen artık büyüdün) tarzı yaklaşımlarda bulunmamak.

·   Çocuğun kendine ve yeteneklerine güven duyması ön plana çıkarılmalı ve bunlar desteklenmelidir.

·   Korkunun disiplin aracı olarak kullanılmaması.

 

·         Kendi hazır olmadan korktuğu şey karşısında onu zorlamamak.(Suya atmak gibi).

·         Ona korkuların çok normal olduğu, her insanın korkabileceğini, korkunun bizde var olan bir duygu durumu olduğunu belirtmek gerekir.

·         Korkuların geçici olduğunu çocuğa hatırlatmak.

·         Kafeinli yiyecek ve içecekleri azaltmak gerekir.

·         Korktuğu duruma ufak adımlarla yaklaşmasını sağlamak etkilidir.

·         Gevşeme tekniklerinden yararlanılabilir.

·         İnsan bilmediğinden korkar düşüncesiyle korkunun üzerine gitme.

·         Odanın sade olarak düzenlenmesi, gece lambası ile aydınlatılmalı.

·         Korku duygusunun bastırılması amacıyla suskunluğun bozulması.

·         Korku filmlerinin izlenmemesi.

·         Televizyonu kontrol altına alma.

·         Bu dünya tehlikeli bir yerdir tarzı konuşmalardan kaçınılmalıdır.

·         Doktora giderken onunla konuşma, canının biraz acıyacağını söyleme.

·         Tuvalette bir hayalet mi var? Gel bakalım.

·         Korktuğu hayaletleri resmetme, kuklalarını yapma, onlarla oynama.

·         Gördüğü kabusları drama yoluyla, kuklalarla canlandırma, resmetme.

·         Hırsız tehlikesine yönelik onunla daha önceden konuşma.

·         Ona güç veren bir müzik parçası belirleme.

·         Yatmadan önce ona eşlik etme, masal okuma.

·         Ona güç veren bir hayvanı imgesel olarak oluşturma.

·         Ona korku veren mekanlarda eğlenceli aktiviteler yapma.

·         Zihinde ona bir koruyucu kalkan oluşturma.

·         Güvenli yer çalışması.

Korkularla İlgili Oyunlar

   Karanlıkta mum ışığında ellerle gölge oyunu.(karanlık bir odada mum ışığında ellerle şekiller yapılır. Bu şekilde yapılan şekillerin gölgesi duvara yansır.)

   Körebe oyunu: (bir kişi ebe olur ve gözleri bağlanır. Ebe oyundaki diğer kişileri yakalamaya çalışır. Kimi yakalıyorsa ebe o olur. Kendisi ebelikten kurtulur.)

 

   Burnunu takip et oyunu: (3 yaş ve yukarısı için)  (odanın bir yerine kokulandırılmış bir pamuk parçası koyulur.) çocuk ya da çocuklar ‘burunlarını takip edip’ pamuğu bulmaya çalışırlar.)

 

   Balkabaklarının içini oyup birer birer beyaz örtünün altına girip hayalet olma oyunu.( kıyafetlerden karanlıklardan ve kötü suratlardan fazla korkmayan çocuklar korkutucu oyunlar oynayarak balkabaklarının içini oyup üstüne gözler ve ağız delerek ve içine bir mum koyarak üstüne hayalet elbiseleri giyip ellerinde cep lambalarıyla gece maceraları yaşayarak birazcık korku hissetmenin zevkli olabileceğini görürler.)

  Hayalet kardan adamlar: ( 4 yaş ve yukarısı için) kardan adam hayaleti yapıldıktan sonra gövdesini oyup içine mum koyabilir, iki kömür parçasından da kömür yapabilirsiniz.

   El feneri.( 5 yaş ve yukarısı için). ( Karanlıkta bir el fenerini ağzınıza soktuğunuzda ve ışıklandırdığınızda ürpertici ve ilginç bir görüntü oluşur. Ellerinizi de korkutucu bir şekilde alttan ışıklandırabilirsiniz.)

   İçe dönük çocuklarda kukla oyunları oynanabilir.