Dinlemek Ve Not Tutmanın Önemi
DİNLEMEK VE NOT TUTMANIN ÖNEMİ
W. Shakespeare, IV. Henri adlı eserinde, “Dinlememek ve not almamak hastalığı yüzünden başım dertte” der. Shakespeare dönemi için doğru olan bugün için de geçerlidir.
İyi dinlemek ve not almak sadece eğitimin değil, hayat başarısının da temel taşıdır. Neden iyi dinlemek zordur ve not almak bu kadar büyük önem taşır?
SİNİR SİSTEMİNİN ÖZELLİĞİ
İnsanın sinir sistemi dakikada 200-250 kelimelik bir konuşma hızını anlama kapasitesine sahip olmasına rağmen, normal bir konuşmanın hızı dakikada 40-70 kelime arasındadır. Bu da insanın sinir sisteminin sahip olduğu kapasitenin ancak dörtte biri veya altıda birini kullandığını gösterir. Böylece insanın dinlemede olduğu her dakika içinde kafası 1160-180 kelimelik bir süre boş kalır ve bu süre dikkatin dağılmasını son derece kolaylaştırarak adeta teşvik eder.
Kontrolün kişinin kendi elinde olduğu okuma, yazma ve düşünme faaliyetlerinin aksine; dinleme başka bir insanın varlığını ve onunla karşılıklı etkileşimi içine alır. Kendilerini eğiterek dinleme becerilerini geliştiren kimseler, boş kalan zamanlarını konuşanın ne demek istediğini düşünerek, anlattıklarının arkasındaki anlamı kavramaya çalışarak ve not tutarak kullanırlar.
NOT TUTMANIN YARARLARI
Not almanın sağladığı iki büyük yarar vardır. Birincisi, not alma eğitimin temel şartı olan “aktif katılım”ı sağlar. Böylece uyanık kalmak, dikkati öğrenilen konuda yoğunlaştırmak mümkün olur. İkincisi, not alma ve alınan notları yeniden düzenleme, eğitimin en büyük düşmanı olan unutmayı önler. Yöntem bölümünde “Hafızanın Özellikleri” başlığı altında ayrıntılı olarak anlatıldığı gibi öğrendiğimiz malzemenin yaklaşık % 70’ini bir saat içinde, % 80’ini bir gün içinde unuturuz. Unutma eğrisini bizim avantajımıza çevirecek en önemli girişim not tutmaktır. Tutulan notlar bir daha okunmasa bile ders dinlerken uyanıklığı sağladığı için yine de önem taşır.
İyi bir dinleyici olmanın temel kuralı iyi not tutmak, iyi not tutmanın yolu da iyi bir dinleyici olmaktır. Başka bir ifadeyle iyi not tutmak ve iyi bir dinleyici olmak el ele gider.
Başka bir şey yaparken veya düşünürken iyi dinlemek mümkün değildir. Ancak iyi dinlemenin ve not almanın en önemli şartı insanın dinlemek için iyi bir sebebi olmasıdır.
İYİ BİR DİNLEYİCİ OLMAK İÇİN
Dinleme kısa süreli yoğunlaşmalar şeklinde olur. İnsan 30 saniye kadar bilinçli olarak dinler, sonra bir veya iki saniyelik bir kopukluk olur. Önemli olan, zorunlu olarak meydana gelen bu kopmalardan sonra tekrar konuya dönebilmedir.
Öğrenci eğer dersi sevmezse, dersi vereni sevmezse dikkati daha kolay dağılır. Bu durumlarda dikkati toplayamamak, sınıftaki bir ses veya diğer öğrencilerle ilgili bir ayrıntıya takılmak, dersten ve konudan uzaklaşmayı kolaylaştırır.
Bu sebeple ön sıraya oturmak, hazırlanmış olan ödevi veya bir önceki derste tutulmuş olan notları gözden geçirmek iyi bir başlangıç sayılabilir. Ancak iyi bir dinleyici olabilmek için daha çok şeye ihtiyaç vardır. İnsan iyi bir dinleyici olmayı kendi kendine öğrenir. Çünkü klasik eğitim sistemi hiçbir aşamasında bu beceriyi geliştirecek sistemli bir girişimde bulunmaz.
İyi ders dinleme alışkanlığına sahip bir öğrenci derslere devam konusunda elinden geldiğince titiz davranır. Çünkü böyle bir öğrenci sınıfta anlatılan dersi öğrenmenin en kolay ve biricik yolunun dersi dinlemek olduğunu bilir. İnsan kitabı istediği zaman okur, istediği zaman tekrar edebilir. Ancak okumak ve tekrarlamak ilave bir zaman, yeni bir düzenleme ve zevk alınan kişisel faaliyetlerden zaman verilmesini gerektirir. Oysa dersi derste öğrenebilmek için öğrencinin elinde tek bir fırsat vardır: Söyleneni iyi dinlemek ve not tutmak.
BÜTÜN DUYUMLARDAN YARARLANIN
Derste anlatılanları iyi anlamak ve not etmek için bütün duyumlardan faydalanmak öğrenciyi amacına yaklaştırır. Gözler tahtaya, öğretmene ve not defterine yönelir; kulaklar öğretmenin ağzından çıkanlara odaklanır; el, dersin önemli noktalarını not eder; zihin bütün ders süresince durmadan çalışır, malzemeyi anlamlandırmaya ve anlatılanları sentez etmeye gayret eder. Kısacası bütün beden, sürekli olarak sınıfta ortaya konan fikirlerdeki her nüansı anlayabilmek için çaba içinde olur. Derste anlatılan konuyla böylesine bütünleşen bir, öğrencinin dikkati de, tahmin edileceği gibi, kolay kolay dağılmaz.
İYİ NOT TUTMANIN ONŞARTLARI
İFİKAN yöntemiyle iyi not almanın sistematiği açık ve anlaşılır bir şekilde anlatılmaktadır. Ancak ön şartları burada belirtmekte yarar görüyoruz: İyi not almaya uygun bir malzemeyle sınıfa gelmek ve kısaltmalar kullanmak.
Derslere düzenli devam eden, iyi bir dinleyici olan ve not tutan bir öğrenci, muhtemel sınav sorularının neler olacağı konusunda son derece uyanıktır. Bazı öğretmenler derslerini tekdüze anlatırlar. Ancak birçok öğretmen ses tonunda veya vurgulamasında değişiklik yaparak önemli fikir ve prensipleri ortaya koyar ve bunlar sınav sorularıdır. Dikkatli bir öğrenci için bu muhtemel sınav sorularını kestirmek hiç de zor değildir.
Öğretmenlerin verdikleri ipuçları, bu ipuçlarına karşı duyarlı öğrenciler tarafından kolayca değerlendirilir. Zaten öğretmenler de bu ipuçlarını büyük çoğunlukla bu sebeple ve bu tür öğrenciler için verirler.
Eğer bir öğrencinin bedeni ve zihni dersin her saniyesinde yukarda anlatılan şekilde çalışırsa, ders malzemesini anlamlandırmaya, sentez etmeye ve özümlemeye gayret ederse, zaman o öğrenci için hızla geçer ve “sıkılmak” gibi bir duyguyu yaşamasına fırsat kalmadan ders biter. Hepsinden önemlisi bu öğrenci o dersi çalışmak için, çok daha az zaman harcar ve zamanını daha keyifli ve kendisine zevk verecek ders dışı konularla ilgilenerek geçirme şansı artar.
Bazı öğrenciler derste not tutmak yerine, dersi teybe almayı tercih ederler. Ancak hemen belirtmeliyiz ki. derste not tutmak ile dersi teybe kaydetmek aynı şey değildir.
Bu konuyu buraya kadar dikkatle okuyan bir kişi, derste not tutmak ile dersi teybe kaydetmenin neden aynı şey olmadığını kolayca tahmin edebilir. Not tutmak, derse aktif katılımı sağlayan, uyanıklığı ve dikkati artıran, motivasyonu yükselten önemli bir faaliyettir. Dersi teybe kaydeden öğrenci, hiçbir zaman dersi not tutan bir öğrenci kadar dikkatli dinleyemez. Ayrıca dersi teypten dinlemek zaman açısından hiç de ekonomik olmayan bir yoldur. Bütün bunlardan başka, öğretmenin tahtada veya projeksiyonda gösterdiği bir şeyi teypten izlemek de mümkün değildir. En önemlisi, bir şeyi duyduktan hemen sonra yazmak anlamayı ve malzemeyi akılda tutmayı kalaylaştırır.
“İKİNCİ DÜŞÜNCELER DAHA İYİDİR”
Euripides “ikinci düşünceler daha iyidir” demiştir. Bu, üzerinde düşünülen ve geliştirilen fikirlerin daha iyi olduğunu anlatmak için söylenmiştir. Aynı sebeple derste alınmış notların bir sonraki dersten önce yeniden yazılmasının birçok yararı vardır.
Notların yeniden yazılması, sınıfta anlatılan konunun yeniden düşünülmesine imkan verir ve böylece öğrenci ayrıntılar ile önemli noktaları birbirinden ayırma fırsatını bulur.
Notların yeniden yazılması mükemmel bir tekrardır ve böylece öğrenilecek malzemenin kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya geçmesi için son derece önemli bir adım atılmış olur.
Notların yeniden yazılması sırasında çözülemeyen noktalar olursa, bunun uygun bir zamanda öğretmene sorulmasında büyük yararlar vardır. Bu tür bir geri-bildirim sadece öğretmenle aynı frekansta olmayı sağlamaz, aynı zamanda da öğretmene öğrencinin aktif bir şekilde dersle ilgilendiğini anlatır ve öğrenciyle ilgili görüşlerini olumlu yönde etkiler.
Notların yeniden yazılması hafızayı tazelediği için, yeniden yazılmış notları çalışmak çok kolay olur.
NOTLARIN TEMİZE ÇEKİLMESİ
Notların bir sonraki dersten önce değil de, uzun bir zaman aralığından sonra, örneğin büyük sınavdan önce yazılması halinde, öğretmenin anlattığı birçok şeyin kopuk olduğu görülür. Böyle bir malzemeyi bir bütün haline getirmek çok zor olur. Oysa dersin verildiği gece veya bir sonraki dersten önce yazılarak tekrarlanmış malzeme, zihinde çok daha büyük bir tortu bırakır. Bu da eğitim ve başarı açısından çok önemli bir kazançtır. Eğitim konusunda en yaygın tanımlardan biri “insanın bütün öğrendiklerini unuttuktan sonra geriye kalan” olduğudur. Derste not tutulması ve tutulan notların bir sonraki dersten önce tekrar yazılması, geriye çok daha fazla şeyin kalmasına imkan sağlar. Birçok öğrenci derste not tutmanın yeterli olduğu bunları tekrar yazmanın zaman açısından kayba sebep olduğunu bunun ağır, sıkıcı ve gereksiz bir iş olduğunu düşünür. Ancak notları yeniden yazmak daha sonra çalışmaya kolaylık getirir. Böyle bir öğrenci sınava daha az çalışarak, daha güvenli ve kendi boş zaman etkinliklerine daha çok zaman ayırmış olarak girer.
ÖNEMLİ BİR ARAŞTIRMA
öğrenme konusunda yapılan bir araştırma, ortalama bir öğrencinin okuduğunun ancak yaklaşık % 20’sini hatırlayabildiğini ortaya koymuştur. Eğer malzeme önce okunur, sonra da dinlenirse hatırlama düzeyi yaklaşık % 40’a çıkmaktadır. Okuduktan sonra dinlenilen malzeme, aynı zamanda yazıldığı takdirde hatırlama oranı % 6O’a çıkmaktadır.
Eğer öğrenci okuma ödevlerini düzenli yapar, derslere düzenli olarak girer, dikkatle dinler ve not tutarsa, sınıfını geçmeyi garantiler. Notların yeniden yazılması ise başarıyı % 60 düzeyine çıkarmaktadır.
ÖZET
• insan sinir sisteminin özelliği gereği, dinlediğinden çok daha hızlı düşünür ve bu sebeple de dinlerken dikkati çok kolay dağılır.
• Not tutmak aktif katılımı sağlayarak dikkati sürdürmeyi sağlar ve unutmayı ön ter.
• iyi bir dinleyici olmak için ön şart, ön sıralara oturmak, bir önceki dersin notlarını gözden geçirmek ve derslere düzenli olarak devam etmektir.
• Dersi derste öğrenmek, boş zaman etkinliklerine zaman ve imkan sağlar,
• İyi not tutmanın ön şartları, iyi not almaya uygun malzemeyle sınıfa gelmek ve kısaltmalar kullanmaktır.
• İyi not tutan öğrenci, sınavlarda çıkacak soruların neler olacağını önceden bilir.
• Notların yeniden yazılması zaman kaybı değildir. Bu işlem bilginin hafızada pekişmesi açısından yararlıdır ve unutmayı engeller.
• Okunanın %20’si, okunup sonra dinlenenin %40’ı; okunup, dinlendikten sonra yazılanın %60’ı hatırda kalır.
ETKİLİ TEKRAR İÇİN
Etkili bir tekrar için en önemli şart; zihni, tekrar yapılacak olan malzemeye bağlı tutabilmektir. Çünkü önemli bir sınavdan önce insan zihni kolayca endişe ve kuruntulara kayma eğilimindedir. Böyle bir durum hem dikkati dağıtır, hem de çok değerli bir zaman diliminin kaybına yol açar. Bunun için kendi kendinize yüksek sesle:
“Şimdi çalışma zamanı, endişelere ve kuruntulara yer yok” deyin. Bunu yüksek sesle söylemekten çekinmeyin.
Çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra yine zihninizi endişelerin işgal ettiğini, kuruntulara veya hayallere daldığınızı fark edersiniz, çalışmayı durdurun ve oda içinde birkaç tur atın. Bu arada ağır ağır, sessiz ve derin bir nefes alın, kısa bir süre tutun ve yavaş yavaş boşaltırken “Bu sınavı başaracağım” deyin. Bu faaliyet biyokimyasal olarak öğrenmeyi zorlaştıran maddelerin azalmasına yol açacaktır.
Bundan sonra bir kağıda veya kartona, biraz önce içinizden tekrarladığınız “BU SINAVI BAŞARACAĞIM” cümlesini büyük harflerle yazın ve çalışma masanızın karşısına asın.
Tekrar yorulduğunuzu hissettiğiniz zaman büyük aralar vermek yerine, oda veya ev içinde kısa yürüyüşler yaparak, derin nefes alarak dinlenin ve sonra tekrar çalışma masanızın başına dönün. Televizyon kesinlikle uzak durun.
Tekrar sırasında sadece esas noktalar ve ana faktörler üzerinde durun, ayrıntılar ve önem derecesi düşük noktalar üzerinde geçirecek zamanınızın olmadığını unutmayın. Böyle bir tekrarda zamanınızı özellikle notlarınızdaki temel fikirlerin ve muhtemel sınav sorularının üzerinde durarak kullanın.
Böyle hızlı bir tekrarda bile ana fikri ve temel konulan çok kısa notlar halinde yazın. Zaman kaybına yol açacak biçimde yapılmamak şartıyla, not almak ve yazmak hem zihnin dağılmasını önler, hem de sağladığı hareket imkanıyla endişeyi (birikmiş olan sinirsel enerjiyi) azaltarak rahatlamaya yol açar.
Eğer tekrarı notlarınız üzerinden değil de kitabınızdan yapıyorsanız, kitabın bütünü değil en önemli noktaları, ana fikri içeren bölümleri okuyun. Kitapta eğer özet varsa mutlaka gözden geçirin. Çok önem verdiğiniz bölümlerin dışında kalan yerlerde “hızlı okuma” tekniğini kullanın. Çünkü kelime kelime okumak büyük bir zaman kaybıdır ve çok kere daha iyi öğrenmek ve anlamak yönündeki ,amaca da hizmet etmez.
Eğer, fizik, kimya gibi fen bilimleri veya matematik gibi derslerden, bir sınava hazırlanıyorsanız da yukarda yazılanlar geçerlidir. Önemli olan ilkeler, bu ilkelerin dayandığı temeller ve bu ilkelere dayandırılan faktörleri doğru kavramaktır. Bundan sonra bunlarla ilgili problemleri çözebilmek önem taşır. Daha sonra da yeterince egzersiz yapmak.