Öğrenmenin Önşartı
ÖĞRENMENİN ÖNŞARTLARI
Öğrenmenin ön şartlarını bir kere daha tekrarlayalım.
• Uyanıklık ve dikkat
• Motivasyon
• Aktif katılım
• Geri bildirim (mümkün olan en kısa zamanda sonuçlardan haberdar olmak)
YATARAK ÇALIŞMAK
• Zihnin dağılmasına yol açan faktörlerden bir tanesi de yatarak ders çalışmaktır. Ne
kadar iyi niyetle olursa olsun, “ders kitabını eline alıp şöyle uzanarak” çalışmak istemenin
doğurduğu bir tek sonuç vardır. Uykuya dalmak veya çalışamayacak kadar gevşemek. Çünkü:
Uyku ve uyumaktan sorumlu anatomik yapılar beyin sapındadır. Kas geriliminin belirli bir düzeyde olması ve kaslardan bu yapılara mesajların gitmesi uyanıklığı sağlar. Eğer kas gerimi belirli bir düzeyin altına düşerse, beyin sapma gönderilen mesajlar bu defa uykuyu başlatan maddelerin salgılanmasına yol açar. Böylece öğrenmek için gerekli dikkatin ön şartı olan “uyanıklık” bozulmuş olur.
• Ders çalışmak için en uygun durum, çok yumuşak olmayan bir sandalyede dik olarak
oturmak ve kolları bir masa veya sıraya yaslamaktır.
• Yatarak ders çalışmak gibi, kaykılarak, sıranın üzerine uzanarak ders dinlemek de
öğrenmeyi engelleyecek düzeyde gevşemeye yol açar.
MUZİK DİNLEYEREK ÇALIŞMAK
• Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, insan beyni aynı anda birçok uyaranı alabilir
ancak dikkatini bir tek noktaya odaklayabilir. Bir başka ifadeyle, öğrenmek için gerekli olan
düzeyde dikkat ancak bir tek noktada toplanabilir. Bu sebeple insanın hem müzik dinleyip,
hem de ders çalışması mümkün değildir. İnsan ya müzik dinler ya ders çalışır.
Ders çalışmaya çalışırken müzik dinlemek, zevkle müzik dinlemenizi engeller. Gerçekte müzik dinlemek isteyip bu arada da “ders çalışmaya çalışmak,” müziğe ayırdığımız değerli vaktin ziyan olmasına yol açar. Bunun tersi de doğrudur. Ders çalışmaya ayırdığınız vakit içinde müzik dinlemek isterseniz, derse ayırdığınız değerli zamanı ziyan etmiş olursunuz.
Birçok öğrenci, “Ben çalışmaya koyulduğum zaman müziği duymuyorum” demektedir. Bu ifade yukarda anlatılanın doğruluğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca kişi dinlemediği halde geri planda devam eden müzik gerginlik ve yorgunluk yaratır, çalışma veriminin düşmesine yol açar.
• Bu sebeple öğrencinin karar vermesi gerekir. Müzik mi dinlemek istiyorum, ders mi
çalışmak istiyorum?
• Bizim önerimiz ders çalışırken müzik dinlememek, müziği bir ödül olarak kullanmaktır.
• Grafik veya harita çizerken veya rutin bir ödev hazırlarken müzik dinlemekte bir sakınca
yoktur.
TELEVİZYON
• Yukarda müzik için anlatılanların hepsi televizyon için de geçerlidir. Hem ders çalışmak.
hem de arada bir televizyona kulak kabartmak mümkün değildir.
• Sınava hazırlanan öğrenciler arasında en çok zaman kaybına neyin sebep olduğunu
araştırdığında, listenin en başında rakipsiz olarak televizyon bulunduğunu görülmüştür.
Televizyonun düğmesine basıncaya veya televizyonun bulunduğu odaya gidinceye kadar kontrol sizin elinizdedir. Televizyonun düğmesine bastığınız veya televizyonun açık bulunduğu odaya girdiğiniz andan itibaren kontrol sizin elinizden çıkar ve ekrandaki yakışıklı erkeğin, çekici ve güzel kadının, olayın akışındaki heyecanın kontrolüne girer.
• Bu sebeple sınavda başarılı olmak istiyorsanız, ders çalışmak için programladığınız
süre içinde televizyondan uzak durun. Televizyonda mutlaka seyretmek istediğiniz bir
program varsa, bunu günlük programınızın içine alın. Ancak hiçbir zaman televizyon ve
ders çalışmayı bir araya getirmeyin.
• Çalışma sırasında verdiğiniz aralar sırasında zamanınızı istediğiniz gibi
değerlendirebilir, kendinize çeşitli ödüller verebilirsiniz. Ancak yukarda anlatılan
sebeplerden ötürü 10 dakika için televizyon seyretmek hiçbir zaman bu ödüllerden biri
olmamalıdır.
TELEFON
• Ders çalışmayı engelleyen dış sebeplerden biri de telefondur. Çalışırken aklına gelen
bir şeyi söylemek veya dersle ilgili bir soruyu yöneltmek için telefon başına gitmek çok sık
rastlanan bir durumdur.
• Ders çalışma seansınızı tamamlamadan hiçbir şekilde kimseyi aramayın. Ders için bir
şey soracak dahi olsanız bunu dinlenme aranıza erteleyin. Telefonla konuşmayı kendinize
ödül olarak koyun. Eğer bir arkadaşınız sizi ararsa, o takdirde ona kendisini dinlenme
aralığınızda arayacağınızı söyleyin.
• Biraz katı gibi gözükmesine rağmen bu yaklaşımın arkasındaki mantık şudur: Beni
günlük programımı uygulamaktan hiçbir sebep alıkoyamaz. Günlük programımı uygulama
sorumluluğu bana aittir.
Ders çalışırken en sık karşılaşılan isteklerden ikisi de bir şeyler yeme-içme ve gezinme isteğidir. Bu isteklerin hepsi aynı ihtiyaçtan doğar. Oturmak veya çalışmaktan kaynaklanan iç gerginliğini hafifletmek. Oysa yiyerek-içerek ve gezinerek sağlanan rahatlık, daha sonra günlük programı uygulayamamaktan kaynaklanan rahatsızlık altında kaybolup gidecektir.
• Bu isteklerinizi erteleyin ve kendinize ödül olarak bunları verin.
• Çünkü ders çalışmanıza ara vermenize sebep olan her durum ve davranış çalışma
programınızı uygulama kararınızla çelişiyor ve çalışmanın engelliyor demektir.
HAYATINIZ KİMİN ELİNDE?
Çalışmaya başlamak ve sürdürmek konusunda temel faktörlerden bir tanesi kişinin hayatıyla ilgili sorumluluk ve kararları almak konusundaki istekliliğidir.
Eğer hayatınızla ilgili sorumluluğu dış dünya ve olaylara bırakırsanız, çalışmanızı ve başarınızı her zaman engelleyecek birçok sebebiniz olacaktır.
Bir gün anneniz veya babanız size duymak istemediğiniz bir söz söylemiş olduğu için çalışmak istemeyeceksiniz, bir başka gün öğretmeninizle aranızda istenmeyen bir diyalog olduğu için çalışmaya isteksiz olacaksınız, bir başka gün canınız sıkkın olduğu için, bir diğer gün hava içinizi kararttığı için, bir başka gün arkadaşlar size
bir yere gitmeyi önerdiği için vb. vb.. Bu listeyi her gün için birden çok sebeple doldurmak mümkündür.
Eğer hayatınızla ilgili sorumluluğun bütünüyle size ait olduğunu kabul ederseniz, o takdirde yukarda sıralanan sebeplerin hiçbiri sizi günlük programınızı uygulamaktan alıkoyamaz.
Günlük programınızı engelleyecek sebepleri, aileden birinin ciddi ve ağır hastalığı, bir trafik kazası gibi çok istisna sayılacak durumlarla sınırlarsanız, her gün amacınıza doğru bir adım daha atmanın rahatlığını yaşarsınız.
ÖZET
• Zihnin dağılması herkesin karşılaştığı bir durumdur ve buna yol açan sebepler içten ve
dıştan kaynaklanır.
• Zihnin dağılmasına yol açan iç sebepler hayal kurmak ve endişelere kapılmaktır.
• Hayal kurmaya başladığınızı fark ederseniz ya hayal kurmayı kendinize ödül olarak
vererek bunu dinlenme aralığınıza erteleyin veya hayalinizi kurmaya devam edin ve
tamamlayınca derslerinize dönün.
• Hayalinizi bir türlü bitiremiyorsanız, kalkıp dolaşın veya hafif fizik egzersiz hareketleri
yapın.
• Zihninizi sınavla veya gelecekle ilgili endişeler kaplarsa “Bu düşünceler benim
çalışmamı kolaylaştıracak mı, bana yardımcı oluyor mu, amacıma hizmet ediyor mu?” diye
sorun. “Hayır” diye cevap verirseniz, bunları bir yana bırakın ve çalışmaya koyulun.
• Zihnin dağılmasına yol açan dış sebepler odada asılı posterler, yatarak çalışmak,
müzik dinlemek, televizyon, telefon konuşmaları, bir şeyler yemek-içmek ihtiyacı ve
gezinmektir.
• Ders çalışmanıza ara vermenize sebep olan her durum ve davranış çalışma
programınızı uygulamanızla çelişip çalışmanızı engelliyor ve başarınızı tehdit ediyor
demektir.