TARİH DERSİNE NASIL ÇALIŞMALIYIZ ?

11.05.2013 19:42

 Tarih, geçmişte yaşanmış olayları, sebep-sonuç ilişkisi içerisinde inceleyerek, bugüne ışık tutan bir bilim dalıdır. Tarih Dersi’nin asıl amacı, bugünü düne bağlamak, geçmişle günümüzü irtibatlandırmak ve böylece günümüz olaylarını geçmiş olayların ışığı altında yeniden yorumlamaktır. Bu niteliği ve işlevi ile Tarih, geçmişteki önemli olayları o günün koşulları içerisinde değerlendirir, bununla birlikte yaptığı çıkarımlarla güncel olayları inceleyen diğer bilim dallarına da yol gösterir.

 

 

 

Ancak şu var ki; bu dersin içeriğindeki konular deney ve gözlemden uzak olduğu için, daha çok bulgu ve belgelere dayanılarak araştırmalar yapmak, yordamalarda bulunmak ve olayları kronolojik olarak ele alarak, daha çok neden–sonuç ilişkilerine odaklanmak söz konusudur. Dolaysıyla bu içerik ile karakterize olan Tarih Dersi’nin sorularını da tipolojik (şekil ve kalıp) ve tematik (içerik, muhtevâ) olarak aşağıdaki özgünlükleri taşır:

 

 

 

Tarih Dersine Ait Soruların Özellikleri

 

 

 

— Cevapları, paragraf sorularının cevabı gibi, paragrafta bulunan sorulardır.

 

 

 

— Bununla birlikte Tarih dersi soruları, bir takım “ön–bilgiler” verilerek, uzantısında bizlerden yorum istenen sorulardır. Bu sorularda, paragrafla, ön bilgiyle veyâ şablonik çerçeve ile seçenekler arasında bağlantı kurulması beklenir. Bu anlamda, bu sorularla yorum gücümüzün test edilmesi amaçlanarak, her zaman için sorular bu kavramsal çerçeve üzerine yapılandırılır.

 

 

 

 — Sorular içersinde bazı kavramlar oldukça önemlidir ve bu kavramlar, sorunun odak noktası da olabilir. Örneğin, “Kaptülasyon”, “Meşrutiyet”, “Kavimler Göçü” vb., kavramlar bilinmeden soruları tam anlamıyla kavramak çok mümkün görünmemektedir. Bu nedenle Tarih dersinin özgün kavramlarını çok iyi bilmek gerekmektedir. Çünkü sorular salt olarak herhangi bir kavramla ilgili olan sorular da olabilir.

 

 

 

— Bu sorular, öncül bilgiler içeren ve birbirine çok yakın olan çeldirici seçeneklerin yer aldığı sorulardır. Bu nedenle bu sorular, çoğukez kavramların ve verilen öncül bilgilerin çok iyi anlaşılabilmesine bağlıdır. Bu nedenle bu tip sorular, öğrencinin özellikle bilgiyi analiz etme gücünü, akıl yürütmesini, yorumlayabilme kābiliyetini ve dikkatli okuyarak sorunun kökündeki istenilen bilgiye varabilme gücünü ölçen sorulardır.

 

 

 

— Diğer taraftan son yapılan ÖSS değişiklikleri dikkat alındığında, özellikle ÖSS’nin II. Bölüm’ünde, bilgiye dayalı sorular da beklenmektedir. Bu açıdan bakıldığında bilgi soruları, öğrencide varolan bilgilerin veyâ daha önce aldığı bilgilerin doğruluğunu ölçmeyi amaçlayan sorulardır. Ancak bu soruları sadece —salt olarak— bilgiyi test eden sorular olarak görmemeli, aynı zamanda dikkati ölçen sorular olarak da kabul etmek gerekir.

 

 

 

— Öğrenciler, bilgi ağırlıklı bu sorularda; sorunun konuyu ele alışı bakımından doğru cevabını seçmeye yönelik dikkat etmelidirler. Yâni duruma göre, kafalarındaki ham bilgiye göre değil de, sorudaki sınırlı bilgiye göre doğru cevabı bulmak gerekmektedir.

 

 

 

Tarih Dersine Nasıl Çalışmalıyız?

 

 

 

       Öğrenciler, bütün sözel derslerde olduğu gibi Tarih dersine de, derste işlenecek konuları dersten önce okuyup, bir ön–hazırlık yaparak gelmelidir.

 

 

 

       Ders esnâsında öğrenci öğretmenle göz, kulak ve beyin koordinasyonunu sağlayarak aktif bir şekilde öğretmenini dinlemeli ve yer yer derse katılmalıdır.

 

 

 

 

 

       Öğretmenin dersi işlemesi esnâsında konu kavramları ve terimleri ile ilgili olarakÖSS ile paralel olmak üzere pratik bilgiler, uyarıcı notlar, önemli ayrıntılar ve ilgili ip uçları dikkate alınmalıdır / not edilmelidir.

 

 

 

       Tüm gelişimsel ve pedagojik aşamalar mutlakā notlandırılmalıdır.

 

 

 

       Bireysel çalışmalarda ise, ders bittikten sonra işlenmiş konulara yönelik genel tekrarlar yapılmalı ve ilgili sorular çözülmelidir.

 

 

 

       Özellikle “Konu Anlatımlı Kitap” yüksek sesle veyâ tınılı kısık bir sesle tekrar edilmeli, en azından okunmalıdır. (Not: Çözülemeyen sorular, mutlakā Etüt Öğretmeni’ne veyâ Ders Öğretmeni’ne çözdürülmeli; en azında arkadaş çalışma gruplarında tartışılmalı ve farklı bakış açıları yakalanmaya çalışılmalıdır.)

 

 

 

       İşte bu aşamadan sonra “Konu-Yaprak Testleri”ne geçilebilir. Konu ile ilgili kırılganlıkları toparlayacak eden bu konu testleri de, mutlakā çözülmelidir. (Not: Çözülemeyen sorular, mutlakā Etüt Öğretmeni’ne veyâ Ders Öğretmeni’ne çözdürülmeli; en azında arkadaş çalışma gruplarında tartışılmalı ve farklı bakış açıları yakalanmaya çalışılmalıdır.)

 

 

 

       Konu ile ilgili pekiştirici örnek sorular ise, genellikle Soru Bankası’ndaki sorulardır.Soru Bankaları’ndaki sorular mutlakā çözülmeli, böylece bu konuda yetkin bir bağışıklık ve yeterlilik kazanılmalı; en önemlisi de “Başa Çıkma Stratejileri” daha da zenginleştirilmelidir.

 

 

 

       Demek ki; “Konu Anlatımlı Kitap” + “KTT”’ler + işlenen konu ile paralel geçmiş yıllarda çıkan “ÖSS Soruları” + “Soru Bankası” + “Konu Anlatımlı Dergi” gibi kaynaklar her konu için adım adım takip edildiğinde; Tarih dersi kesinlikle korkulu bir ders olmaktan çıkacaktır. Demek ki, tek bir kaynağa bağlı kalmadan, geniş bir kaynak yelpazesinden faydalanılmalıdır.

 

 

 

       Ayrıca bütün bu çalışmalar boyunca tüm sorular tahlîl edilmelidir. Meselâ “Kongreler” konusuna ait konuları inceliyorsanız; hangi kongreden daha fazla soru geldiğine değil, hangi mantıkla soru geldiğine dikkat etmeniz gerekmektedir. Bu anlamda önceki yıllarda çıkan sorular arasında ilişki kurularak; soruların, tipolojik, şematik ve temâtik olarak kavramsal uzayını yakalanmaya ve bu kazanımlar içselleştirilmeye çalışılmalıdır.

 

 

 

       Dahası, sorularda değişiklik yaparak yeni sorular üretmeye çalışırsanız, ezbercilikten kaçınabilir ve bu işte ne kadar ustalaştığınızı siz de görebilirsiniz! Demek ki, öğretmenin yaptığı yorumların üzerine yeni yorumlar eklenmeye çalışılmalıdır ve ÖSSsorularından yeni sorular üretilerek zihninizdeki soru galerisini zenginleştirmelisiniz.

 

 

 

       Bu konuda son olarak kişisel tecrübelerime dayanak şunu da söylemek istiyorum: Çözmüş olduğunuz sorularda sadece–ve–sadece doğrulara odaklanmayın. Yanlışlara ve yanlışlarınıza da odaklanın. Neden yanlış yaptığınızı, sizi yanlış düşünmeye veyâ yanlış bir algı ve kavrama düzeyinde soruyu yanlış cevaplandırmaya iten bilgi ve deneyimlerinizi tespit edin. Her yanlışınızın hafızânızdaki kavramsal arşivine ulaşıp, oradaki gerekli güncellemeyi, revizyonu, restorasyonu, rehabilitasyonu, tamirâtı ve pansumanları yaparsanız, o yanlışınızı çok önemli kâra dönüştürmüş olursunuz.

 

 

 

       Unutmayın! Her bir soruda, ya dört yanlışı ve bir doğruyu bulmanız; veyahut ta, dört doğruyu ve bir yanlışı bulmanız istenmektedir. Bu nedenle sadece “Doğru Bilgi Odaklı”  değil, “Yanlış Bilgi Odaklı” çalışmayı da bir beceri hâline getirmelisiniz.

 

 

 

       Demek ki; Tarih dersine mutlakā hazırlıklı gelinmeli; mümkünse evdeyken dersle ilgi ön–okumalar yapılmalı ve ders çok–ama–çok iyi bir şekilde dinlenmelidir. Konularla ilgili diğer popüler veya özgün çalışmalar başka kitaplar da okunmalıdır. Bu okuma etkinlikleri aslā bir angarya veya zaman kaybı olarak görülmemelidir. Unutmayınız ki bu tür okumalar, hem Türkçe dersinize, hem hızınıza ve tekniğinize, hem de entelektüel beceri ve kimliğinize çok ciddî katkılar yapacaktır.